TÜYAP Kitap Fuarında çarşafa yönelik yapılan hakaret ile ilgili açıklamada bulunan Okçu, “Başkasının inanç ve yaşantı biçimine saygı göstermek hem İslami bir davranış ve hem de başta İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi olmak üzere pek çok uluslararası hukuki belgede garanti altına alınmıştır.” dedi. Yüzde 99’u Müslüman olan Türkiye’de İslami değerlere hakaret edildiğini belirten Okçu, “Önce Diyarbakır Belediyesi ve şimdi de TÜYAP kitap fuarında çarşaflı kadınlar zincire vurularak giysilerine hakaret edilmiştir. Çarşaflı kadınların şahsında cehaletle savaştıklarını öne süren organizatörler, gerçekte İslam dini ile mücadele etmektedirler. Sözde çağdaş yazar ve çizerleri, İslami olan değerlere karşı hiç olmazsa insani değerler adına saygılı olmaya davet ediyorum.” dedi. Bangladeş’te Cemaat-i İslami liderlerine verilen idam cezalarını değerlendiren Okçu, “Her zaman olduğu gibi Bangladeş’te de yargılananlar Müslüman olunca demokrasi havarisi Batılılar dut yemiş bülbüle dönerler. Bu nedenle insan hakları ekseninde tepki vermek ve dünya kamuoyunu harekete geçirmek Müslümanlara düşmektedir” diye belirtti. Son olarak çözüm sürecinin yeni ismi ve geleceği hakkında görüşünü paylaşan Okçu, şunları söyledi; “Kürt sorunu büyük ölçüde demokrasi ve insan hakları alanında yapılacak düzenlemelerle çözüme kavuşacaktır. Demokrasi ve insan hakları alanında yapılacak değişikliklerin de önemli kısmı Anayasa değişikliğini gerektirmektedir.”