Polat, “Mısır taban fiyatının düşük açıklanmış olması ve tam hasat başlangıcında buğday ve arpada TMO aracılığıyla yapılan ithalat ile yoğun emekle çalışan çiftçilerimiz açısından hüsran ile kapanan bir yıl oldu.
Tarımsal üretimde kullanılan girdi maliyetlerinin dövize endeksli olmasından kaynaklı ciddi oranda artışlar gözlenmiştir. Mazot, gübre, tohum ve ilaç maliyetleri çiftçimizi üretimden alıkoyacak derecede artmıştır. Bunlara karşılık normal şartlarda hükümetin üreticiyi korumak için devreye sokması gereken enstrümanları ise tam tersine ithalat aracı kılarak adeta üreticiyi bitirmeye çalıştığı gözlemlenmiştir. Öyle olmasa; tam da hasat döneminde dışarıdan TMO aracılığıyla buğday-arpa ithal edilmezdi. Yine hayvancılık ile uğraşan üreticilerimiz alın terinin karşılığını alamamakta her defasında ‘Yerli ve Milli’ söyleminden dem vuran hükümetimiz ESK (Et Süt Kurumu) eli ile Sırbistan’dan Uruguay’a, Fransa’dan Rusya’ya kadar geniş bir yelpazede canlı havyan ve karkas kesimlik hayvan ve löp et almazdı. Yine sözde çiftçi kuruluşu olan Tarım Kredi Kooperatifi yasal tefeci faizi gibi yüksek faizle çiftçiye girdi temin etmektedir. Bu gidişat uzun vadede yerli üreticinin batmasına ve dışarıya bağımlı bir ülke haline gelmemize sebep olacaktır. Ağızlarından düşürmedikleri ‘Beka’ meselesi ve bu tarım politikası ile korkarım ki gerçek bir ‘Beka’ meselesine dönüşecektir. Yine her gün bayram müjdesi verir gibi açıkladıkları desteklemeler ara kuruluşlar ve resmi dairelere aidat vb. şekillerde daha ceplerine girmeden iç edilmekte ihtiyaç döneminde verilmemekte ve yüksek enflasyondan dolayı çiftçinin hiçbir derdine derman olmamaktadır. Siyasi iktidarı uyarmak boynumuzun borcudur. Bir an önce yukarıda sıraladığımız yanlış uygulamalardan vazgeçerek yerli üreticinin yanında yer almaya çağırıyoruz” diye konuştu.