Kayıp yakınları aralarında Ankara patlamasında yaşamını yitiren Veysel Atılgan ve Meryem Bulut'un da bulunduğu kayıpların resimlerini taşıdı. Eylemde konuşan İHD Şube Başkanı Mehmet Bağadır, ‘faili meçhul’ olarak katledilenlere şimdi de Silvan, Nusaybin ve Cizre'nin dahil olduğunu ve devletin kamu düzenini sağlama bahanesiyle sivil insanları rehin aldığını ifade etti. Devletin kendi halkını gözaltında kaybettirdiğini vurgulayan Bağatır, “Kürt meselesinden kaynaklı silahlı çatışma “durum”una savaş, düşük yoğunluklu savaş, silahlı çatışma, isyan ve benzeri nitelemelerde bulunabilirsiniz. 1984 yılı Eruh ve Şemdinli’de başlayan silahlı çatışmaları esas alacaksak 31 yıllık bir geçmişi var. İnsancıl hukuk bakımından, hendeği kazan da, hendeği kaldıran güç de insancıl hukuka uygun davranıyor mu davranmıyor mu, buna bakılır. Taraflardan birisi hendek kazabilir. İlkece insancıl hukuka aykırı bir durum, eylem söz konusu değil. Diğer taraf -devlet güçleri- hendeği kaldırabilir. Bunda da sorun yok. Cizre’de, Silvan’da, Yüksekova’da ya da başka yerlerde hendekler kazılıyor. Devlet güçleri ne yapıyor? Hendeğe tankla topla ateşli silahla karşılık veriyor. Keskin nişancılarla ilan edilen sokağa çıkma yasaklarına aykırı davrananları öldürüyor. Yaşlı, genç, çocuk demeden öldürüyor. Hendekleri kapatacağım diye yasalarda olmayan yetkileri kullanamazsınız.
‘VEKİLLERİ MÜDAHALE EDİLDİ’
Sokağa çıkma yasakları ilan edemezsiniz. İlan ettiğinizde de Cizre örneğinde olduğu gibi insanları aç-susuz, ilaçsız, doktorsuz bırakamazsınız” şeklinde konuştu. Bağatır konuşmasının sonunda şu ifadelere yer verdi; “İlçe halkından, İHD ve STK raporlarından, HDP’li vekillerden gelen haberler, durumun ne kadar vahim olduğunu göstermektedir. Abluka altındaki ilçeye bombardıman atışları yapıldığı, askeri helikopterlerden ateş açıldığı dile getirilmektedir. Yaşamını yitiren ve yaralanan yurttaşların sivillerden olması, sivil yerleşim yerlerinin atış sahası içine alındığının açık bir kanıtıdır. Abluka altındaki ilçede elektrik, su, gıda ve ilaç sorunu had safhadadır. Yaralı insanların alınması için ilçeye ambulans girişlerine izin verilmemekte, insanlar göz göre göre ölüme terk edilmektedir. Akrabalarından haber alamayan insanlar ilçe girişinde durdurulmakta, acılı ve kaygılı yurttaşlar bu duruma isyan etmektedir. İlçe’ye giden seçilmişlere, avukatlara, STK yöneticilerine tazyikli su ve biber gazıyla müdahaleler yapılmakta yaşanan olaylar ablukanın şiddetini gözler önüne sermektedir.” Yapılan konuşmalar sonrası buradaki eylemde oturma eylemi ile son buldu. Haber merkezi