Şimşek, “Bunlar yetmezmiş gibi YÖK ve siyasi iktidar, vakıf üniversitelerinde yaşanan sorunları “şirket üniversiteleri” açarak çözeceğini ifade etmekte, adeta aklımızla dalga geçmektedir” dedi. Dicle Üniversitesinde Kürtçe tez yazılmasının yasaklanmasını da tepki gösteren Şimşek, şöyle devam etti; “Dicle Üniversitesi Kürt Dili ve Edebiyatı bölümünde Kürtçe tez yazılmasının yasaklanması, sadece eğitim biliminin temel ilkelerinin ve akademik özgürlüğün yok sayılması değil, aynı zamanda muhalefeti yok sayma, etkisizleştirme ve görünmez hale getirme hedefinin görünür biçimidir. Bir dilin ve o dile ait edebiyatın hem kabul edilip hem yok sayıldığı, hem yasaklanıp hem sınırlı biçimde izin verildiği bir dönemde, siyasi iktidarın çıkarlarının her şeyin üzerinde olduğu tüm açıklığıyla görülmektedir. Eğitim Sen olarak, söz konusu kararın kabul edilemez olduğunu, diller üzerindeki tüm yasakların insanlığın ortak değerlerine zarar verdiğini belirtmek isteriz. Siyasal sadakat gösterisine soyunan üniversite yönetimine çağrımız, hukuksuz bu uygulamadan hızla vazgeçmesidir. Üniversitelerin demokratik, eşitlikçi ve özgürlükçü bir öğrenme atmosferine sahip olmaması, o kurumun üniversite olamayacağının temel göstergesidir. Ne yazık ki Türkiye üniversiteleri, siyasi iktidarın ve rektörlerin elinde uzun yıllardır can çekişmektedir. Bilinçli biçimde çoraklaştırılan bir akademi ile üniversiteler ‘mış’ gibi yapmaktadır. Bu nedenle YÖK, bizzat sorunun faili olmasına rağmen, sorunların temel nedenini gözlerden kaçırdığı raporlarla, niteliği değil niceliği kamuoyuna sunan araştırmalarla karşımıza çıkmakta ve sorumluluğunu gizlemeye çalışmaktadır.”