Açıklamanın yapıldığı Batman Barosu Tahir Elçi Konferans Salonu’na ‘Sessiz kalmayacağız! İntiharın hesabı soruluna kadar konunun takipçisi olacağız’ yazılı pankart açıldı. Açıklamadan önce düşüncelerini paylaşan SES Batman Şube Başkanı deniz Topkan, “Yaşanan olayda alıkoyma, tecavüz ve akabinde bir genç kızın bıraktığı bir mektup söz konusudur. Ailenin bu anlamda savcılığa bir suç duyurusu vardır. Aile, kızının ifadesi üzerine şunları söylüyor; Diyor ki, ailemin yüzüne bakacak halim kalmadığı için intihar ediyorum. Bu gerçekten acı ve hepimizin acısıdır. Bu anlamda yaşanan olayı örtbas etmeye çalışma, kapatma ve sadece yurtdışı çıkışı yasağıyla, mahkumiyet kararı vermeden şahsın bırakılmış olması vicdanlarda kanayan bir yara olarak devam etmektedir. Çünkü biliyoruz ki insanlar yaptığı suçun bedelini ödemezse, bir cezasızlık söz konusu olursa bunlar devam edecektir” dedi. Kimi çevrelerin ‘Olay Siirt'te geçmiş Batman'ın adını kirletmeyin’ yönündeki açıklama ve beyanlarına da tepki gösteren Topkan, “Yaşanan olay nerede olursa olsun, Batman halkı olarak bu olaya sessiz kalmamız mümkün değildir. Bir genç kadının hayatı söz konudur. Dolayısıyla Batman bu olaya sessiz kalmamalı” diye konuştu.
‘RAPORA RAĞMEN SERBEST BIRAKILDI’
Ardından Platform adına hazırlanan açıklamayı okuyan TMMOB Batman İl Koordinasyon Kurulu’ndan Melek Atalay, son günlerde Şırnak ve Batman’da gerçekleşen taciz, tecavüz vakalarının ardından hükümet ve devlet yetkililerince bu vakaların örtbas edilmesine yönelik çabalara tanık olduklarını dile getirdi. Atalay, “Tecavüz insanlık suçudur aklanamaz. Bunun mazereti de olamaz. Daha önceden alınan mağdurun açık beyanı ve dosyada bulunan cinsel saldırı olduğunu belirten Adli Tıp raporuna rağmen serbest bırakıldı. Belirtmek isteriz ki, cinsel saldırı suçu Türk Ceza Kanunu’nun 102/2 maddesinde ‘Fiilin vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, on iki yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur’’ şeklinde düzenlenmiştir. Verilecek ceza miktarı cezayı arttıran nedenlerin varlığı halinde yarı oranında arttırılması durumu da dikkate alındığında Siirt Sulh Ceza Mahkemesi’nin kararının hakkaniyetle bağdaşmadığı ve toplum vicdanı tarafından kabul edilebilir hiçbir yönünün olmadığı ortadadır" dedi. Atalay, Adli Tıp raporuna rağmen uzman çavuşun serbest bırakılmasını ise Bölgede kamu görevlilerince işlenen suçların cezasızlık politikası ile sonuçlanmasının bir pratiği olarak değerlendirdiklerini ifade etti.