Tanrı’nın Kahkahası’nda nesilden nesile sözlü olarak aktarılan Kürtlerin Sittî ile Ferxiq adlı destanının izinden giderek ölümsüz aşkın peşine düşen yazar; modern ilişkilerin sığ ve tutarsız yönünü mizahi bir dille eleştirirken, kentleşemeyen taşralının hazin öyküsünü de gözler önüne seriyor.
Tadımlık: Derler ki, günlerden bir gün cinlerin şahı, tüm cinleri huzuruna çağırır ve sorar: “Yerde ve gökte, insanlar ve cinler arasında ve hatta geriye kalan tüm mahlûkatlar içinde birbirlerinin dengi olan bir çift var mıdır?” Kimseden ses çıkmaz. Cinlerin şahı, sorusunu tekrar sorar, yine kimseden ses çıkmaz. Üçüncü defa sorar aynı soruyu. Arka taraflarda, biraz çekinerek de olsa gecenin cini yanıtlar onu: “Sana, bana ve var olmuş tüm mahlûklara ant olsun ki öyle bir çift var, ben ikisini de gördüm. Biri iki büyük nehrin birleştiği yerde yaşıyordu, öbürü iki büyük nehrin ayrıldığı yerde. Biri doğduğunda, öbürü yaşıyor olsaydı dokuz yüz yaşında olacaktı. Birbirlerini öylesine tamamlıyorlardı ki çölle serap gibiydiler. Birinin kocası oldu, öbürünün karısı. Her ikisinin de üçten fazla çocuğu oldu ve yüz yıldan fazla yaşadılar. Her ikisi de eşlerini sevdi, çocuklarını da. Ama asla dengi olan kişiden haberdar olamadılar. Kayıplarının büyüklüğünü bilmedikleri için küçücük kazançlarıyla mutlu yaşadılar.” Cinlerin şahı bir daha bu soruyu sormadı, ta ki o gün gelince…
SEDAT SEZGİN
Sedat Sezgin; 1981 Batman doğumlu. Çocukluğunu köyde geçirdi. Lisans eğitimini sağlık alanında tamamladı. Yazarlık kariyerine öyküyle başladı. Sözcükler, Lacivert, Sincan İstasyonu, Şehir, Ekin Sanat gibi dergilerde öyküleri yayınlandı. Ayrıca Demokrat Haber, Oggito, Edebiyat Haber ve bazı sitelerde okumaları üstüne yazıyor.