Argünağa, “Derneğimiz, çölleşmeyi, yoksulluğun nedenleri ve sonuçları açısından önemli bir faktör olarak değerlendirmektedir. Çölleşme ülkemizi, aslında hepimizi doğrudan ilgilendiren ve maruz kaldığımız çok önemli bir tehdittir. Aşırı ve bilinçsiz su tüketimi, hatalı sulama, yanlış tarım uygulamaları, çarpık kentleşme, toprakların, kaynakların aşırı ve amaç dışı kullanımı, ormansızlaşma, mevcut ormanların hoyratça talan edilmesi, dünyada yaşanan savaşlar vb. gibi çeşitli faktörler yüzünden dünyamız hızla çölleşmekte, dünya ile birlikte ülkemizin geleceğini de tehdit etmektedir. Yaşanan toprak erozyonu nedeniyle her yıl milyonlarca ton verimli toprağımızı kaybetmekteyiz. Bilinçsiz sulamadan kaynaklı olarak da verimli topraklarımız Dicle’ye akmaktadır. Toprak yaşamın vazgeçilmezidir. Toprakları çölleşen her ülkeyi bekleyen en önemli ve kaçınılmaz tehlike; işsizlik, yoksulluk, susuzluk, açlık ve göçtür. Bu nedenle hep birlikte geleceğimize sahip çıkmamız, toprağımızı korumamız gerekmektedir.
Dernek olarak daha önce alana gidip dikkat çektiğimiz ve kamuoyunun gündemine taşıdığımız Batman-Kozluk-Bitlis’in Mutki sınırlarındaki yağmur ormanlarımızın kaçak kesimden korunması, ‘gençleştirme’ adı altında kıyımdan geçirilmemesi için etkin tedbirlerin alınmasını istiyoruz. 17 Haziran Dünya Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü vesilesiyle herkesi duyarlı olmaya, parayla asla satın alınamayacak toprağa sahip çıkmaya, karar vericileri ise, gıda güvenliğinin sağlanması ve gelecek nesillere üretken toprakları bırakabilmek için politika geliştirmeye ve somut adımlar atmaya davet ediyoruz” diye konuştu.