Şimşek, “Dönemin Çalışma Bakanı Seyfi Öztürk’ün ‘çok yakında DİSK’in çanına ot tıkayacağız’ söylemi bu durumun en net ifadesi olmuştur. DİSK üyesi işçiler tasarıyı en sert şekilde tartışmaya başlamış ve verilecek mücadeleyi örmek için Anayasal Direniş Komiteleri kurmuşlardır. İşçilerin inisiyatif alarak gerçekleştirdikleri mücadele ve sanayi havzalarını direniş alanına çeviren kararlılık, her türlü engellemeye rağmen, sıkıyönetimle meclisten geçirilen yasanın büyük direnişin etkisi ile Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesinde belirleyici olmuştur. 15-16 Haziran büyük işçi direnişi ve işçi sınıfının örgütlü tutumu tarihteki yerini alırken, direnişin üzerinden 50 yıl geçmiş olmasına rağmen yolumuzu aydınlatmaya devam ediyor. Görevdeki belediye başkanlarının görevden alınarak yerlerine kayyum atanması, Belediyelerin başlattığı dayanışma kampanyalarının paralel devlet olarak adlandırılarak sonlandırılması, anayasal meslek kuruluşlarının yasalarına müdahale edilerek etkisizleştirilmeye çalışılması, halkın oylarıyla parlamentoya seçilmiş kişilerin vekilliklerinin düşürülerek tutuklanması ve muhalif gazetecilerin tutuklanması gibi uygulamaların ülkemiz demokrasisi açısından utanç verici boyutlara ulaştığı bugünlerde sendikaların büyük kısmını teslim alan, teslim alamadıkları üzerinde baskı kuran, her türlü muhalif örgüt ve yapıyı marjinal göstermeye çalışan siyasi iktidar, tüm muhalif kesimleri susturmayı ve sindirmeyi hedeflemektedir. İşçi sınıfı, tarihinden gelen mücadele deneyimi ile bu otoriter, baskıcı ve yasakçı düzene geçit vermeyecektir” dedi.