Uzman Klinik Psikolog Necbir Sayhan, korona virüs salgını sürecinde vatandaşların strese girmemek için yapması gerekenlerle ilgili açıklamalarda bulundu. Psikolog Sayhan, “Öncelikle kabullenmemiz gerekiyor bütün dünyayı etkisi altına alan korna virüs insanlığın ortak problemi haline geldi. Herkes bangır bangır evde kal uyarısı yapıyor peki bizler buna alışık mıyız? Değiliz, ruhsal problemler yaşamamak elde değil. Peki, ne yapmak lazım öncelikle şunu söyleyeyim ki ebeveynler bu durum karşısında ne kadar kaygılı, stresli, depresyonda ve bunalımdaysa çocuğunda bundan etkilenme durumu o kadar artıyor. Stres nedir: herhangi bir tehlike anında vücudun gösterdiği doğal bir reaksiyondur. Stresle baş etmek ilk adımınız hangi durumların stres oluşturduğunu bilmek gerekiyor. Yani hangi durumlarda streslisiniz. İkinci olarak stresle ilgili günlük kayıtlara tutmak gerekiyor. Stres anında duygularınızı davranışlarınızı not etmek gibi buda farkındalığı artıracaktır. Stres anında nefes ve gevşeme egzersizleri bedendeki stres düzeyini azaltır. Stresi kontrol altına alır. Üçüncü olarak stresle baş etmek için fiziksel egzersizler yapmak, sağlıklı beslenmek, düzenli uyku, dinlenme, insanlarla iletişim kurmak ve o anın tadın çıkarma gibi uygulayabilecek yöntemlerdir. Sosyal medyada çok fazla bilgi kirliliği olduğu için bu nedenle günün belirli saatlerinde kullanmaları gerektiğini düşünüyorum. Bu süreci yeni bir şeyler öğrenmek için fırsat olarak görüyorum. Örneğin kendinizi keşfetmek, kendinizi sorgulamak, bilmediğiniz ama merak ettiğiniz şeyleri araştırmak, ailemizle zaman geçirmek, ailemizle yeni aktiviteler yaratabilirsek çocuklara da iyi örnekler olur. Onun dışında elbette değişmemiz lazım dünya dönüşümden geçiyor. Dünyanın dönüşümüne umut hep vardı daha pozitif olmak bizim elimizdedir” dedi.
"Fiziksel temas konularında daha çok bilinçleneceğiz”
Korona virüsün vatandaşları fiziksel temas konusunda bilinçlendirdiğini aktaran Sayhan, “Örneğin sosyal izolasyon, sosyal mesafe, sarılma, tokalaşma, el yıkama gibi davranışlarda bilinçlenmemizi sağlayacak. Yani fiziksel temas konusunda daha bilinçli hale getirecektir. Bu süreçten önce toplumsal bulaşıcı bir hastalığın ölüm riski göz ardı edilirdi, oysaki herhangi bir bulaşıcı bir hastalık hayatlarını kaybedecek bir tehlikedeydi. Toplum bu süreçten sonra bu tarz konularda daha tedbirli ve daha bilinçli olacaklarına inanıyorum. Bunun dışında hala o korkuyla yaşayabilirler. Acaba bize gerçek söyleniyor mu inanmalıyız ya da inanmamalıyız mı? Çünkü sosyal medyada çok fazla bilgi veriliyor buda kişide travma sonrası, anksiyete, takıntılar oluşabilir ve insanların psikolojik destek almaları gerekebilir. Hayat zorlukları topluma aile olmayı unutturmuştu korona bu noktada silkeleyen faktör oldu, en azından öyle umuyoruz” diye konuştu. (İHA)