Tiryaki, en büyük eleştirilerinin muhalefetin yokmuş gibi davranılması olduğunu belirtti. Meclis’in şeklen çalıştığını belirten Tiryaki, koronavirüs için verilen araştırma komisyonu kurulması tekliflerinin reddedildiğini hatırlattı. Tiryaki, “Her partiden eşit üyenin katılacağı araştırma komisyonunun kurulması önergesini Adalet ve Kalkınma Partisi olarak siz verin, bu önergeyi bizler destekleyelim dedik ama bunu da reddettiniz, bu önerimize de kulak tıkadınız” dedi.
Koronavirüs nedeniyle alınacak önlemlerin ekonomik ve sosyal sonuçları olduğunu belirten Tiryaki, cezaevlerinde 250 binin üzerinde tutuklunun bulunduğunu hatırlatarak, “Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu toplansın diye herkes bu konuda atılması gereken önlemler olduğunu düşünüyor. Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu toplansın diye dilekçe verdik, Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu da toplanmadı. Koronavirüs salgınıyla ilgili Türkiye Büyük Millet Meclisinin herhangi bir sorumluluğu yok, herhangi bir şey yapması gerekmediği anlaşılıyor. Bir ortak akla ihtiyacımız var. Bir ortak akıl aynı zamanda herkesi bu mücadelenin parçası hâline getirecektir. Ancak, Hükûmet bir ortak akılla mücadele etmek konusunda çekingen davranıyor” diye konuştu.
‘VAKALARIN GÖRÜLDÜĞÜ KENTLER AÇIKLANMALI’
Testlerin her mahalle ve evde yapılması gerektiğini dile getiren Tiryaki, “Bakanlık, her gün yaptığı test sayısını ve elindeki kit sayısını mutlaka açıklamalıdır. Sayın Bakan, dün hasta sayısının 198 olduğunu açıkladı. Bu hastalar hangi kentlerde yaşıyor, Hükûmet bunu neden açıklamıyor? Oysa her ülke vaka sayısını açıklıyor ve hükûmetler sınırları kapatma, uçuşları durdurma gibi önlemleri ve diğer kararları buna göre alıyorlar. Kentlerimiz için de bu tür önlemler alınması gerekmez mi?” diye sordu. Tiryaki, şu önerilerde bulundu; “Çocuk sahibi olan çalışan anne ve babalara dönüşümlü olarak, ücretli çocuk izni verilmesi gerektiğini savunuyoruz. Şehir hastaneleri derhâl kamulaştırılmalıdır. Sağlık Bakanlığı, sağlık emekçilerinin sağlığını koruyacak önlemleri almalıdır. Elbette, sağlık personelleri ücret için fazladan çalışmıyorlar ama fazladan çalışan, gece gündüz demeden çalışan sağlık emekçilerini teşvik etmek için mutlaka ek ücret ödemesi yapılmalıdır, en azından sağlık personeline böyle bir katkı sunabiliriz. Karantina işlemlerinin sağlıklı yürütülebilmesi için mutlaka karantina merkezleri kurulmalıdır. Bunun için özellikle Ege'deki, Akdeniz'deki otellerin, kullanılmayan büyük kentlerdeki boş binaların da karantina merkezi olarak kullanılması için adımlar atılmalıdır. Gerekirse, prefabrik karantina merkezleri kurulmalıdır. Hasta ve yaşlı mahpuslar açısından duruşma günü veya tutuk inceleme günü beklenmeden derhâl inceleme ve tahliye kararları verilmelidir.”