Sasonlu Halit Gündoğdu, iki kez bindirildiği Toroslardan sağ indiğini anlattı.
BEYAZ TOROS’TAN İKİ KEZ SAĞ İNDİ
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun partisinin iktidara gelmemesi durumunda ‘tekrar Toros marka araçlar gezecek’ sözleri bu araçları yeniden gündeme getirdi. JİTEM tarafından iki kez evinden ‘Beyaz Toros’larla alınan ve işkencelerden geçirilen 55 yaşındaki Sason’lu Halit Gündoğdu, yaşadığına inanamadığını belirtti. Gündoğdu, “1992 yılında ilk gözaltı ile tanıştım. Toros marka araç ile 1995 yılında evden alındım. Ben iki kez Toros ile kaçırıldım. Toros aracı ile beni kaçırdıklarında ilk yaptıkları iş, gözümü bağlamak oldu. Daha sonra başıma silah dayayarak neresi olduğunu bilmediğim bir yere götürdüler. Hakim karşısına bile çıkarılmadan kendimi bir anda Diyarbakır Kapalı Cezaevi’nde buldum. 9 ay cezaevinde kaldım. Ben çıktıktan sonra savcılık aileme bir zarf göndererek, ‘kayıp olan yakınınızın izine rastladınız mı?’ diye sordu. Tabi ben o zaman cezaevinden bile çıkmıştım” diye konuştu. Kendisini Toros marka araçla kaçıranların infaz etme korkusu nedeniyle tüm yakınlarıyla beraber Sason’dan Bismil’e göç etmek zorunda kaldıklarını da belirten Gündoğdu, “Sason’un Tanzê köyünden tüm aile göç etmek zorunda kaldık. Bismil’in Cirêfê köyüne yerleştik. Ama JİTEM bizi burada da rahat bırakmadı. Tekrar evin kapısına bir gece vakti Toros marka araç dayadı ve ellerimi-gözlerimi bağlayarak götürdüler. O sırada bu kez beni infaz edecekler diye içimde büyük bir korku vardı. 34 gün boyunca elektrik akımı, ters askı, çıplak işkencelerden geçirildim. Daha sonra beni serbest bıraktılar. Bismil’in dışında bulunan karakolda tutulduğumu serbest bırakıldığımda fark ettim. Bismil merkeze vardığımda bir bakkaldan sigara almak istedim, ancak kılık kıyafetime bakarak beni dilenci sandı ve benim dükkandan çıkmam için biraz bozuk para masaya bıraktı. 34 gün boyunca nerede olduğumu hiç kimse bilmiyordu. Toros’a binenler arasında belki en şanslı birkaç kişiden biriyim, şimdi hayatta kalmam bir mucizedir. Bunca zulüm ve işkence yapanlar kim bilir belki halen içimizde geziyor ve bizimle aynı mekânlarda oturuyordur” dedi.