Aralarında Mimarlar Odası İstanbul Büyük Kent Şubesi ÇED Sekreteri Mücella Yapıcı, Arkeologlar Derneği İstanbul Şubesi Başkanı Yiğit Ozar, Yazar Nevi Soyukaya da aralarında olduğu çok sayıda kişinin yaptığı incelemelere Batman Belediyesi Eş Başkanı Dr. Mehmet Demir ve Batman'da bulunan çok sayıda Sivil Toplum Örgütü de eşlik etti. Heyet, Hasankeyf'in yanı sıra Batman Merkez'e bağlı su altında kalan Urganlı (Zoğora), Su Çeken (Şikefta) köylerinde incelemelerde bulundu. Batman'da bir araya gelen heyet ilk olarak Urgan'lı köyüne gitti. Urganlı Köyü'nde suyun yükselme hızını ve yerleşim yerine ilişkin bilgi alan heyet, köylüler ile sohbet etti. Köy sakinlerinden Naif Yıldız adlı yurttaş heyete suyun günde bir metre yükseldiğini ve gidecek yerlerinin ise olmadığını belirtti. Urganlı'nın ardından Suçeken Köyü’ne giden heyet burada da incelemelerde bulundu. Köy ziyaretlerinin ardından Hasankeyf'e geçen heyet, kent girişinde araçları polis tarafından durdurularak GBT kontrolünden geçirildi. Hasankeyf'te yapılan incelemelerin ardından heyet Batman'a basın toplantısı için geri döndü.
‘BURASI ARTIK HASTALIK YAYACAK’
Petrol-İş Sendikası Konferans Salonu'nda basın toplantısında ilk olarak Batman Belediyesi Eş Başkanı Dr. Mehmet Demir konuştu. Uzun bir süreden bu yana Hasankeyf mücadelesi verildiğini dile getiren Demir, “UNESCO'dan Türkiye yönetimine kadar hepsinin ortak çabası ile Hasankeyf yok edildi” dedi. UNESCO'nun üç maymunu oynadığını dile getiren Demir, "Bu büyük bir utançtır. Bizim de görevimiz her fırsatta bu utancı onlara hatırlatmaktır. Bugün bunların dışında diğer bir görevimiz daha vardır. O da insan sağlığını korumaktır" dedi. Bölgedeki birçok kentin kanalizasyon sularının arıtmaya tabi tutulmadan baraj bölgesine aktığını anlatan Demir, “Burası artık büyük bir hastalık yayan bölgeye dönecek. İnsan bunları düşününce bölgeye bir kasıt mı var diye düşünmekten edemiyor” diye konuştu. Daha sonra konuşan Hasankeyf Koordinasyonu adına söz alan Mücella Yapıcı, 199 yerleşim yeri ve 289 höyüğün su altında bırakılmak istendiğini dile getirerek, yaşananın tufan olduğunu ve tufanın devam ettiğini söyledi. Mücadelenin 32 yıldır sürdüğünü hatırlatan Yapıcı, Ilısu Barajı ve Hidroelektrik Santrali’nin bir devlet projesi olduğunu belirterek, yapımında ısrar edilmesinin anlamsız olduğunu ifade etti. Yapıcı, “Baraj göletinin geldiği her noktada zorunlu göç, göçe bağlı yoksullaşma hem Hasankeyf ilçesinde hem de Batman il merkezinde görünür olmaya başladı” ifadelerini kullandı. Yapıcı'nın konuşmasının ardından İstanbul Tabib Odası Yönetim Kurulu Üyesi Nazmi Algan söz alarak baraj kapaklarının açılması için hazırladıkları basın metnine imza atan sanatçı ve yazarların isimlerini okudu.