DİSK Üyesi Narin Erol tarafından okunan açıklamada, şöyle denildi; “25 Kasım, baskılara yenilmeyen yürekli kadınların mücadelesini onurlandırdığımız ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğine, ayrımcılığa, ataerkil toplumsal şiddete, aile içi şiddete, savaşa, ırkçılığa ve kadınları, kadın haklarını yok sayan sistemlere karşı mücadele ettiğimiz gün olarak ölümsüzleşmiştir. Demokrasinin ,hukukun ve toplumsal birlikteliğin baskı altına alındığı bu süreçte ötekileştirici, ayrıştırıcı politikalar kadınlar üzerinde etkili olmaktadır. Kadınların yaşam alanının bilinçli daraltılması, toplumsal yaşamdan koparılıp eril zihniyetin tahakkümü altına alınması politikalarının elbette bir sebebi vardır. Bu bahsettiğimiz tahakkümün korkulu rüyası kadınlardır. Çünkü kadınlar hangi ırktan, hangi dinden, hangi dilden olursa olsun yaşamı adil ve eşit, özgür-özgün kılma pratiğini göstermiş, her kadın çağında yıkıma ve baskıya karşı mücadele vermiştir. Türkiye, “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi”ni imzalamıştır. Devamında Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair 6284 Sayılı Kanun, kabul edilmiştir. Bu yasada şiddetin tanımları yapılmış, yasanın yararlanacaklar açısından kapsamı genişletilmiş, yasa kapsamında mülki amir ve kolluğa yetki verilmiştir. Yine yasada şiddeti ihbar etme bir hak olarak yer almıştır. Teknik takip olanağı ve zorlama hapsi gibi yeni müesseseler de getirilmiştir.”