İHD Batman Şubesi ve kayıp yakınları tarafından düzenlenen ‘Kayıplar bulunsun failler yargılansın' eylem ve etkinlikleri 348. haftasına girdi.
İHD Batman Şubesi ve kayıp yakınlarının "Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın" sloganıyla her hafta düzenlediği oturma eylemi 348’inci haftasında Gülistan caddesi girişinde devam etti. Oturma eylemine İHD üye ve yöneticileri ve kayıp yakınları katıldı.Kayıp fotoğraflarının taşındığı eylemde İHD ve kayıp yakınları adına basın açıklamasını İHD Batman Şube Başkanı Av. Mehmet Bağatır okudu.
Bağatır, 90’lı yıllarda yaşanan olaylar sonucu faili meçhul olaylara giden kişilere değinerek, “90’lı yıllardaki savaş politikalarının tanığıydılar. 90lı yıllardaki kirli savaş politikası Kürdistan’da yaşayan birçok insanın kaybedilmesine ve sokak ortalarında ya da sorgu merkezlerinde işkenceyle infaz edilmesine sebep olmuştur. Görüyoruz ki; geçen onca zaman ve yaşanan acılara rağmen devlet hala kirli savaş politikalarını uygulamakta ısrar etmektedir. 2 Ekim 2015 tarihinde, Şırnak merkezde özel harekat polisleri tarafından katledilen Hacı Lokman Birlik’in cenazesi bir polis zırhlı aracının arkasına bağlanarak sürüklenmiş ve hakaret edilmiştir. Cenazesi panzer arkasında sürüklenen Hacı Lokman Birlik’e yönelik bu insanlık dışı uygulamalar insanım diyen herkesin vicdanında rahatsızlıklar yaratmıştır. Bu insanlık dışı olayda devletin, kolluk güçleri aracılığıyla ölü bir insan bedeni üzerinden gücünü ve varlığını sergileme yoluna gidebildiğinin, en temel insan haklarını ve insani değerlerinin ayaklar altına aldığı ve nasıl yok sayabildiğinin açık bir kanıtıdır. Batman’ın Sason’un ilçesinde çıkan çatışmada meydana gelebilecek olası ölümlerin önüne geçmek amacıyla sivil itaatsizlik etkinliklerinden olan ‘Canlı kalkan’ olan Batman Belediye Eş Başkanı, iki meclis üyesi, İlçe ve Belde Belediye Eşbaşkanlarının da aralarında bulunduğu 26 kişi tutuklanmalarından kısa bir sure sonra keyfi gerekçelerle bulundukları Batman Kapalı Cezaevinden Sincan ile Kırıkkale’ye sürgün edilmiştir. Batman M Tipi Kapalı İnfaz Kurumunca bu sürgünlerin gerekçesi olarakta sesli ve görüntülü yargılama imkanı tanıyan segbis sistemine dayandırılmışsa da bilinmelidir ki bu sürgün uygulamaları savunma hakkının kısıtlanmasına ve tutuklularla birlikte ailelerinin de cezalandırılmasına yönelik bir uygulamadır” diye konuştu.