Forumda, canlılar için hayati olan suyun geleceğine ve metalaştırılmaması üzerine tartışmalar yürütüldü. Foruma katılan Yönetmen Ali Ergül, forumda en çok Ilısu Barajı’nın konuşulduğunu söyledi. Suyun silah olarak kullanılmasının tehlikelerinin de konuşulduğunu ifade eden Ergül, “Burada da yürütülen asıl tartışma, insan ve devlet merkezli su yönetimi ve tanımlamasının, problemin ana kaynağını oluşturduğu vurgusu sık sık yapıldı. Büyük baraj, küçük baraj tartışmaları yapıldı. Bazı ülkelerden katılan katılımcılar büyük barajların yapılmaması gerektiği, var olan barajlarında farklı yollarla sonlandırılması gerektiği dile getirseler de asıl yaklaşımın suyun özgür akması gerektiği ve ticari bir metalaşmaya dönüştürülmemesi gerektiği oldu” diye konuştu.
‘HASANKEYF İÇİN AYRI MADDE’
Forumda Dicle Nehri üzerinde devam eden Ilısu Barajı’nın nehirde yaratacağı tahribatın konuşulduğunu söyleyen Ergül şöyle devam etti; “Ilısu Barajı ve HES projesi sadece Hasankeyf’i ve sular altında kalacak alanı etkilemeyecek. Direkt ve dolaylı etkileyeceği alan çok geniş. Mezopotamya coğrafyası için eğer hayata geçerse çok büyük bir tahribat yaratabilir. Bu bakımdan Ilısu Barajı ve HES projesi en çok konuşulan proje oldu. Bu bakımdan tarihi kent Hasankeyf de bu tartışmanın içerisinde büyük bir öneme sahipti. Sonuç bildirgesinde Hasankeyf için özel madde yazıldı.” Forumun ilk kez yapıldığı için çeşitli eksiklikleri olabileceğini vurgulayan Ergül, yeni forumlar yapıldıkça eksikliklerin giderileceğini vurguladı. Yeni forumlarla mücadele ağının da oluşabileceğine dikkat çeken Ergül, “Forumun ortak bir mücadele ağına dönüşmesiyle iktidarlar da farklı politikalar geliştirmek zorunda kalacak. Bu da insanların tekrardan yaşamla buluşma şansı doğuracak” dedi.