Sabah okula yetişme telaşı, erken kalkma nedeniyle görülen iştahsızlık, aç hissetmeme ve biraz daha fazla uyuyabilmek için öğrencilerin kahvaltı öğününü atlayarak güne kahvaltısız başladığını belirten Taşkın, “Gece boyunca devam eden açlığın ardından kahvaltı öğününü atlamak, kan şekerinin düşmesine ve buna bağlı olarak yüksek şeker ve yağ içerikli besinleri yeme arzusunun doğmasına, öğrenme ve yoğunlaşma kabiliyetinin azalmasına sebep oluyor. Kahvaltı, kan şekeri olarak bilinen glikoz için kaynak oluşturur. Glikoz beyin için en önemli ve tek enerji kaynağıdır ve bir depoya sahip değildir. Küçük yaşlardan itibaren kahvaltıya yapmaya alıştırılan bir çocuk, ileriki yaşlarında da bu alışkanlığını sürdüreceğinden sağlıklı beslenmenin ilk adımlarını atmış olacaktır. Kronik hastalıkların çoğu (şişmanlık, kalp damar hastalıkları, şeker hastalığı, yüksek tansiyon gibi) çocukluk çağı kökenli olduğu için, çocukluk yıllarında bu alışkanlığı edinmiş bir yetişkin daha o yıllardan kronik hastalıklara karşı bir önlem almış olacaktır. Bu yüzden çocuğunuza küçük yaşlardan itibaren kahvaltı etme alışkanlığı kazandırmanız önemlidir. Güzel bir kahvaltı sofrası hazırlamak, birlikte kahvaltıya oturmak ve bunu bir rutin haline getirmek zamanla bu alışkanlığı edinmesini sağlar. Kahvaltıda en sağlıklı seçimler; çavdar veya tam tahıllı ekmekler, kahvaltılık gevrekleri, protein kaynağı olarak peynir, yumurta, yağ kaynağı olarak zeytin, ceviz, badem, fındık gibi besinleri içeren, doğal reçellerle veya pekmez gibi sağlıklı besinlerle zenginleştirilmiş bir menü tüketilmesi doğru olur” diye konuştu.