Av. Devran Yıldız’ın okuduğu basın açıklamasında, şöyle denildi; “İnsan Hakları aktivistleri olarak her Cumartesi günü 'Cumartesi Anneleri'yle dayanışma içerisinde düzenlemiş olduğumuz ''Kayıplar bulunsun, failler yargılansın'' sloganıyla bilinen etkinliğimizin 345. haftasında yine umutla ve ısrarla kaybettiğimiz her insanın akıbetinin ortaya çıkması için alanlardayız. Geçmişte meydana gelmiş yoğun hak ihlalleri; sokak ortasında işlenen cinayetler, gözaltında yapılan işkenceler, kaybedilen insanlar ve köy yakmalar şeklinde tezahür etse de 21. yüzyıl Türkiye'sinde 4 Eylül 2015-12 Eylül 2015 tarihleri arasında Cizre'de 90'lı yıllardaki karanlık günleri aratacak uygulamalara maruz kalınmıştır. Sokağa çıkma yasağı sırasında çoğunluğunu güvenlik güçleri, suçlu- şüpheli- masum ayırımı yapmaksızın çevreye sivil yurttaşları hedef gözeterek ateşli silahlarla vurduğu ve acil tedavi hizmetlerine erişememeleri nedeniyle toplamda 22 yurttaş yaşamını yitirdi. Onlarcası yaralandı. Ezan okunmasına ve Cuma namazı kılınmasına izin verilmedi. Yüzlerce ev kurşun ve havan toplarıyla kullanılmaz hale geldi.
‘ÖLÜLER DONDURUCUDA SAKLANDI’
Yaşamını yitiren çocuklar derin dondurucuda günlerce tutuldu. Yaşı büyük olanlar ise, temin edilmesi durumunda üzerine buz petleri konularak cesedinin kokması önlenmeye çalışıldı. Polis araçlarında mehter marşları çalındı, yüksek sesle halka dinletildi ve ‘ermeni dölleri’ vb ayrımcı ve hakaret içeren anonslar yapıldı. Kaymakamlık, okul, yurt, hastane vs. resmi kurumlara özel harekatçılar yarleştirildi, karargah gibi kullanıldı. Duvarlara ‘Türk İntikam Tugayları’ imzalı ‘TC Burada’ yazılı sloganlar görüldü. Mahallelerde, güvercinlerin başları kopartıldı ve birçok hayvan kurşunlanarak öldürüldü. Bütün bu insan onurunu ayaklar altına alan uygulamalar bize şunu gösteriyor; İnsan yaşamına değil devletin başında bulunan birkaç kişinin gücünün artmasına değer veren bir anlayışla karşı karşıyayız. Tüm bu diktatörce yaklaşımları sergilerken unuttukları bir şey var. Nedir bu unuttukları şey peki? Acılarını yüreklerinde taşıyan annelerin mücadele azmini unutuyorlar. Bu mücadele azmi annelerin yüreklerinden taşıp bir ateşe dönüştüğünde onları hiçbir silahın hiçbir paranın kurtarmayacağını bilsinler. Biz insan hakları savunucuları, demokratlar ve vicdan sahibi bireyler katledilen her canın hesabını mutlaka ama mutlaka soracağımızı bir kez daha ve inatla tekrarlıyoruz.” Haber merkezi