Yapılan açıklamada, süresiz- dönüşümsüz açlık grevinde bulunan tüm mahpusların daha fazla tehlikeye girmemesi için bu ayrımcı uygulamadan vazgeçilmesi hususunda, başta Adalet Bakanlığı olmak üzere ilgili diğer tüm kurumları ulusal ve uluslararası mevzuatın gereğini yerine getirmelerinin vicdani görev olduğunu hatırlattı. Muş’ta 6 Ocak’ta bir araya gelen Adıyaman, Bitlis, Muş, Turceli, Ağrı, Diyarbakır, Siirt, Van, Batman, Hakkari, Urfa, Bingöl, Mardin ve Şırnak barolarının yaptıkları ‘Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölge Baroları Toplantısı’ sonucunda bazı hususlarda ortak basın açıklamasına karar verildi. Barolar tarafından yapılan ortak basın açıklamasında, şöyle denildi; “Adalete erişim noktasında bağımsız savunma en az tarafsız ve bağımsız yargı kadar önemli ve elzemdir. Ancak ne yazık ki uygulamada bağımsız savunmanın temsilcileri olan biz avukatlar, şekli bir muameleye tabi tutulmaktayız.
Son dönemlerde uygulamada şüpheli ve tutukluların farklı şehirlerde bulunmaları nedeni ile SEGBİS adı verilen sistem aracılığıyla ifadelerinin alınması, mutat bir uygulamaya dönüşmüştür. Ayrıca bazı cezaevlerinde açlık grevleri olmakta ve halen devam etmektedir. Açlık grevlerinin kişinin yaşam durumunu tehlikeye atmadan görüşme yoluyla çözülmesi gerektiği açıktır. Bu doğrultuda Bakanlığın gerekli girişimleri yapması gerektiğini belirtmek isteriz. Bununla birlikte, açlık grevi yapanların talebi olan; ailelerin, avukatların ve vasilerin mahpuslarla görüşmesinin temel bir insan hakkı olduğunu, ceza infaz hükümlerinin keyfi uygulanamayacağını ve dolayısı ile yasaların, hükümlünün kişiliği ve kimliği sorgulanmaksızın herkese eşit ve adil uygulanması gerektiğini düşünüyoruz. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra kamu hizmetine girme aşamasında güvenlik soruşturması sonucunda işe alınmama gibi uygulamalar rutin hale gelmiştir. Masumiyet ilkesi gereğince hiç kimse, mahkeme hükmü ile suçlu bulunmadığı ve hüküm kesinleşmediği sürece suçlu kabul edilemez.”