Açıklamada, şöyle denildi; “Bir ülkenin demokratikliği ve çağdaşlığı, insan haklarına olan bağlılığı ile ölçülür. Dünya’nın geldiği noktada insan hakları, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, uluslararası metinler ve anlaşmalarla koruma altına alınmıştır. Anlaşmanın tüm taraf ülkeler açısından bağlayıcı olması, insanların temel hak ve özgürlüklerinin geniş bir konsensüs ile tüm Dünya’da etkili bir şekilde tanınmasının yolunu açacaktır. Tüm insan hakları sözleşmelerinin amacı, devletlerin iç hukuklarında ve uygulamalarında insan haklarına uygun davranılmasını sağlayarak insan haklarına, etkin bir şekilde işlerlik kazandırmaktır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yargılamalarında, adil yargılanma koşullarına ve demokratik hukuk devleti kurallarına uygunluğu denetlemektedir. Devletlerin bu uluslararası kurallara uyması zorunlu kılınmıştır. Bu kurumun kararlarına uyulmamasının çok ağır yaptırım ve koşulları bulunmaktadır. Hem uluslararası hem de iç hukuk normları birlikte ele alındığında anlaşılacaktır ki AİHM kararları mümzi Devletler açısından duraksamaya yer bırakmayacak bir şekilde bağlayıcıdır. Bilindiği üzere yakın tarihte, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) cezaevindeki eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş'ın Özgürlük Hakkı’nın ve Serbest Seçim Hakkı’nın ihlal edildiği gerekçesiyle serbest bırakılmasına dair karar vermiştir. Anılan karara uyulmamasının büyük yaptırımlara sebebiyet vereceği ortadadır. Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin bağlı olduğu Avrupa Konseyi’ne üye bir devlettir. Anılan karara uyulmamasının Avrupa Konseyi’nden çıkarılma sonucunu dahi doğurabilecek yaptırımlara sebep olabileceği unutulmamalıdır.”