Girişim adına basın metnini okuyan Rıdvan Ayhan, tarihimizin karanlık bir sayfası olan 12 Eylül’ün üzerinden 38 yıl geçtiğini belirterek, “Bugünkü rejimin kendi sistemini kurduğu gibi 12 Eylül darbecileri de ilk yaptıkları iş Anayasal Parlamenter Düzeni ortadan kaldırmak oldu. Kendilerinden oluşan beş kişilik Mili Güvenlik Konseyi adı altında ülkeyi üç yıl anayasasız, parlamentosuz, yargısız yönettiler. Ağızlarından çıkan her emir kanun oldu. 12 Eylül Askeri darbesinin bilançosu vahşet boyutunda ağır oldu. Milyon gözaltı, sayısız işkence, işkencede ölümler, 50 idam, hâlâ bulunamayan gözaltında kayıplar, yasaklanan ve yakılan milyonlarca kitap, dergi ve gazete, işinden, okulundan atılan on binlerce işçi, memur, öğrenci, öğretim görevlisi, pasaport verilmeyen, vatandaşlıktan çıkartılan, fişlenen ve yaşamları paramparça edilen milyonlarca insanımız ve cezaevlerindeki katliamlar. 1970'li yılların Özgürlükçü, eşitlikçi, hakkını ve hukukunu arayan toplumsal özgürlük ruhunu tasfiye etmeye yönelik ağır insan hakları ihlallerinin mimarı olan 12 Eylülcüler yaşadığımız coğrafyanın vicdanı olan solu ve özgürlükçü düşünceyi ülkenin gündeminden silmeye çalıştılar. 1983'den 2000’li yıllara kadar kurulan sözde sivil hükümetler, Milli Güvenlik Rejimi çerçevesinde iktidarı darbe rejimiyle bölüştüler. 12 Eylül rejiminin kapattığı partilerin mirasçıları 1991'de hükümet oldu. ‘Demokratikleşme’ programıyla iktidar olmalarına karşın, Demokrasi programını askıya aldılar. 38 yıldır Darbe rejimi ve devamla tekçi rejim Halklarımızı ağır insan haklarıyla baskı altına almakta, yaşamın tüm alanlarını dizayn ederek sindirme, yok etme politikası izlemektedir” diye konuştu.