7 yaşındaki bir çocuğun bir çatışma içerisine girmesi, söylenildiği ve yansıtıldığı gibi güvenlik güçlerine karşı silah kullanması akla mantığa uygun değildir” dedi. Kürtlerin sürekli 90'lı yılların karanlık günlerine çekilmeye çalışıldığını belirten Başaran, “Bu halk 90'lı yıllardaki halk değildir, bu halk 90'lı yıllarda katliam yapanları tarihin karanlık sayfalarına gömmüştür. Erdoğan ve AKP hükümeti de bizi sürüklemek istedikleri o karanlığa gömülecektir. Bunun karşısında bütün demokrasi çevrelerini vicdan sahibi herkesin sesini yükseltmesi gerekiyor” şeklinde konuştu. Asker ve polislerin elini tetikten çekmesi gerektiğini ifade eden Ayşe Acar Başaran, şöyle devam etti>; “Onların da bu kirli oyunun içerisinden çekilmesi, seslerinin daha çok yükseltmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu kirli savaşta kendilerinin de canının kıymetinin olmadığını görmesi gerekiyor. Kardeşinin cenazesinde konuşan Yarbay gibi bütün güvenlik güçlerinin de askerin, polisin artık 'ben bu katliamın içinde olmayacağım, bu benim savaşım değil, bu kirli oyun içerisinde yer almayacağım' deyip sivil halka karşı elini tetikten çekmesi gerekiyor. Bu sorun hiçbir zaman çatışmayla, savaşla çözülmedi. Biz müzakere sürecine geldiğimizde beraber yaşayan halklar olarak birbirimizin yüzüne bakacak durumumuz olmalı. Emine Erdoğan bile çıkıp şehitlikten ve hesap sormaktan söz ediyor. Şehit olmak isteyen varsa bu kirli oyunun içerisinde yer almak isteyen varsa buyursun gelsin. Vicdanını kaybedenleri saflara davet ediyoruz ama kendi evinde 7 yaşında çocuğu da olan güvenlik güçlerinin kirli oyundan çekilmesi gerekiyor. Herkesin bu kirli oyuna dur demesi gerekiyor ve çözüm sürecinin devam etmesi konusunda irade sergilemesi gerekmektedir.” Haber merkezi