Açıklamada, şöyle denildi; “Savaş ile ilgili olarak, her ne kadar üstü örtülmeye çalışılsa da, aslında sıradan basit gerçeği bir kez daha paylaşmak isteriz:
Savaş öldürür, Savaş sakat bırakır, Savaş göç ettirir, Savaş çocukları, kadınları, LGBTİ+ bireyleri öncelikle etkiler, Savaş işkence başta olmak üzere ağır insan hakları ihlallerinin kaynağıdır, Savaş toplumların ruhsal dünyalarında gelecek nesillere de aktarılan derin örselenmelere yol açar, Savaş ekolojik yıkımdır, Savaş ekonomik kaynakları yok eder.
Özel olarak da, Genelkurmay Başkanlığı’nın yapmış olduğu açıklamada demokratik kamuoyunu tatmin etmeyen, hukuka ve meşruiyete aykırı hususlar bulunduğunu da paylaşmak isteriz. Öncelikle Türkiye’nin Suriye ve Irak toplarına askeri müdahalede bulunabilmesi için bu konuda BM güvenlik konseyi kararının gerekliliği herkesçe bilinmektedir. Anayasa 91.madde bunu gerektirmektedir. Hükümetin çıkartmış olduğu Suriye/Irak teskeresi bu duruma elverişli değildir. Genelkurmay açıklamasında terörle mücadele ile ilgili BM güvenlik konseyi kararlarına atıf yapılmıştır. Oysa bu kararlar BM güvenlik konseyi tarafından terör örgütü olarak ilan edilen örgütlerle ilgilidir. Genelkurmay başkanlığı bu durumu bildiğinden “harekatın” gerekçesinde IŞİD/DAİŞ isimli örgütü de dahil ettiği izlenimi edinilmiştir. Bu örgütün Suriye Afrin bölgesinde olmadığını bütün dünya bilmektedir. Bu durumda BM güvenlik konseyi kararlarında yer almayan örgütlerin gerekçe gösterilerek bir başka ülke topraklarına askeri saldırıda bulunmanın kamuoyu ve BM nezdinde geçerliliği bulunmamaktadır.”