Önergede, Türkiye’deki ceza ve infaz kurumlarında ağırlaştırılmış müebbet hükmü almış olan kişilere dair Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanmış kapsamlı bir çalışma bulunmadığını hatırlatan Başaran, şu soruları yöneltti; “2005-2017 yılları arasında Türkiye’deki ceza ve infaz kurumlarında ağırlaştırılmış müebbet hükmü almış olan kişilerin; yıllara, cinsiyete, yaş gruplarına, suç gruplarına, uyruklarına, bulundukları ceza infaz kurumlarına göre dağılımı nedir? Türkiye’de kaç kişi, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun İkinci Kitap, Dördüncü Kısım, ‘Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar’ başlıklı Dördüncü Bölüm, ‘Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar’ başlıklı Beşinci Bölüm, ‘Milli Savunmaya Karşı Suçlar’ başlıklı Altıncı Bölüm altında yer alan suçlardan birinin bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi nedeniyle yargılanmakta ve hakkında tahliye umudu olmayan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenmektedir? Türkiye’deki ceza infaz kurumlarında ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü olan kaç kişi 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun madde 107/16 gereğince koşullu salıverilme hükümlerinden faydalanamamaktadır? Ağırlaştırılmış müebbet tutuklusu ve hükümlüsü olan kişilerden kaçı 25 yıldan fazla süredir Türkiye’deki ceza infaz kurumlarında bulunmaktadır? Ağırlaştırılmış müebbet hükümlülerinin topluma entegrasyonları için tahliye olmalarından önce gerçekleştirilen rehabilitasyon programları var mıdır? Var ise; bu programların içerikleri nelerdir? Türkiye’de ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü olup çocuğuyla birlikte ceza infaz kurumlarında tutulan kaç kadın mahpus vardır?
Türkiye’de tahliye olmuş kaç ağırlaştırılmış müebbet mahpus bulunmaktadır? Tahliye olan kişiler arasında, yeniden hakkında hürriyeti bağlayıcı cezaya hükmedilen kaç kişi vardır?”