Anız yangınları gün geçtikçe bölgemizde azalmasına rağmen bölgemizin bir gerçeği olduğunu aktaran Rektör Durmuş, “Çalıştaya katılan bu değerli insanların toprak, su, hava, çevre, insan hayatı, böcek hayatı, ekolojik denge, kirlilik, erozyon, trafik, mikro organizma, israf, yangın, komşu hakkı, birçok canlının yaşama, barınma ve beslenme alanlarının imha edilmesi, topraktaki organik maddeleri yok ettiği için toprağın veriminin düşmesi ve bunun gibi birçok konuda değerli fikirlerini bizimle paylaşacaklar” dedi. Durmuş, uzman katılımcıların ilgi alanlarına göre mühendislik, biyolojik, jeolojik, kimyasal, ekonomik, hukuki, dini açıdan yaklaşımlarını ortaya koyacaklarını söyledi. Rektör durmuş, “Belli ki insanlarımız günahtan korkmamaktadır. Günahtan Korkmadıkları gibi fazla para kazanmak hırsıyla kanuni cezadan da korkmamaktadır. Ben Makina Mühendisiyim kendi uzmanlık açımdan olaya baktığımda anız yangının nedeninin mısır gibi kökü toprağa sağlam tutulan bitkilerin sökülmesinin zorluğu nedeniyle güçlü iş makinalarına ihtiyaç duyulmasıdır. Güçlü iş makinalarının çalışması fazla yakıt tüketimi demektir, ayrıca tarlayı sürmek için belki yılda bir kez kullanacağın güçlü iş makinasının satın alınması ekonomik güç meselesidir. Yani ekonomik kaygılardır” dedi. İnsanların anızı yakarak verdiği zararları düşünmeden, güçlü kök olmasa da tarladaki kalan otların yakılarak kısa sürede işi toptan çözdüğüne inandığını ifade eden Rektör Durmuş, zaman kaygısıyla çiftçilerin anız yaktığını söyledi. Anız yangınlarını önlemek için insanlara teknolojik ve ekonomik destek vermek zorunda olduklarını belirten Rektör Durmuş, “Bu desteklerden sonra halen anız yakanların tüm tarımsal destekleri kesilmeli ve bir daha anız yakamaya cesaret edemeyeceği ölçüde caydırıcı ceza vermek zorundayız. Allah nazarında günahkâr olmamak ve kanunlar önünde suçlu duruma düşmemek için “Anızları Yakmamak” gerekmektedir. Yani ya kanundan ya da Allahtan korkmak gerek” diye konuştu.