Cezaevlerinin açılışının hükümet tarafından ‘müjde’ olarak sunulduğunu belirten Başaran, “Gelişmiş ülkelerde hükümetler okul veya üniversite açılmasının müjdesini verir. Bilimin daha çok ilerlemesi için, ülkenin refahının artması için müjdeler verirken Türkiye'de verilen müjdeler cezaevlerinin açılması oluyor” diye konuştu. Başaran, cezaevleri sayısının artacak olması ile muhaliflerin hedef alınacağını dile getirdi. Başaran, şu değerlendirmede bulundu; “Binlerce HDP'li cezaevinde. Bu da daha çok muhalifin cezaevine girmesi demek, daha çok susturma ve sindirme politikası demek. Türkiye'de bu kadar çok cezaevine kimi koyacaklar? Muhalifleri koyacaklar, HDP'lileri koyacaklar. Onların karşısında sesini yükselten akademisyenleri koyacaklar. Barış isteyen akademisyenleri, 'Biz bu suça ortak olmayacağız' diyen öğretmenleri koyacaklar. Gazetecileri koyacaklar. Ya bizim yanımızda duracaksınız diyorlar ya da sizi cezaevine koyacağız diyorlar. OHAL üzerinden gözaltı süresi uzatılıyor, cezaevlerine girişleri kısıtlanıyor. Hükümet OHAL'den vazgeçtiği anda bitişinin başlayacağını görüyor. İnsanlar attığı bir twetten dolayı cezaevine giriyor. Binlerce kişinin sosyal medyayı kullandığını düşünürsek en küçük muhalif bir paylaşımda binlerce kişi cezaevine girecek. Dolayısıyla daha fazla cezaevi açmayı ihtiyaç görüyor. Özellikle 6 milyon HDP'li için cezaevi açmaları gerekiyor. Bunun yanına diğer muhalif cepheleri koyduğumuzda 20 milyonluk cezaevi yapması gerekiyor. Böyle düşünüyorum çünkü bizi götürdükleri nokta bu.”