İnsan Hakları Derneği’nin cezavi ile ilgili hazırladığı raporu hatırlatan Başaran, “Rapora göre, Tarsus Kapalı Cezaevi’nde mahpuslar sevk sırasında ringlerde ve cezaevi girişinde askerler ve infaz koruma memurları tarafından yerde saçlarından sürüklenerek kelepçeli olarak darp edilmişlerdir. Mahpusların darp edilirken küfürlerle onur kırıcı muamelelere maruz kaldıkları, şikayet haklarını kullanmamaları için kendilerine kağıt kalem verilmediği, darp raporlarının verilmemesi için doktora sevk edilmedikleri, yeni cezaevinde kendilerine su verilmediği, yemeklerin aç bırakacak kadar az verildiği, özel eşyalarının günlerce kendilerine verilmediği iddiaları da İnsan Hakları Derneği’nin hazırlamış olduğu rapora yansıyan bilgiler arasındadır” dedi. başaran, Bakan Gül’e şu soruları yöneltti; “9 kişilik koğuşlarda 15 kişinin kaldığı iddia edilmektedir. Hangi gerekçeler ile koğuşlara kapasitesinin üzerinde mahpus konulmaktadır?, Cezaevinin havalandırma bölmesinin rutubetli ve kullanıma uygun olmadığı iddia edilmektedir. Bu iddia doğru mudur? Doğru ise, havalandırma bölmesini ne zaman revize etmeyi planlamaktasınız?, Hastane sevklerinin geciktirildiği ya da hiç yapılmadığı iddia edilmektedir. Son 5 ayda Tarsus Cezaevi’nden kaç hastane sevk talebi yapılmıştır? Bu taleplerin kaçı onaylanmıştır?, Aileler ile telefon görüşmelerinin ve açık görüşlerin engellendiği, verilen disiplin cezaları nedeniyle bazı mahpusların 1 yıldır aileleri ile görüşemediği iddia edilmektedir. Telefon ve açık görüş hakkını kullanamayan kaç mahpus vardır? Bu haklar hangi gerekçeler ile kullandırılmamaktadır?, Mahpusların cezaevine girişlerinde darp uygulandığı iddia edilmektedir. Son 5 ayda kaç mahpus darp raporu almıştır? Kaç personel mahpusları darp ettiği gerekçesiyle görevden alınmıştır?, İddialara göre cezaevinde sivil giyimli ancak silah taşıyan kişilerin bulunduğu ve bu kişilerin özellikle görüş günlerinde etrafta bulundukları belirtilmektedir. Bu kişiler kimlerdir, hangi görev ve yetkiyle cezaevinde bulunmaktadırlar?”