Seven, “On yıllar boyunca Kürt coğrafyasında hâkim olan korku, hüzün, kan ve nefret iklimine birkaç yıl önce başlatılan adına da çözüm denen bir süreç ile ilk defa bir dur denildi. Bu süreç ile ilk defa makus talihimizin ilelebet bir kader olmadığını hep beraber gördük, benimsedik ve sahiplendik. Toplumun büyük ekseriyetinin sahiplendiği iki yıl kadar kısa süren bu barış iklimi ne yazık ki birileri tarafından insanımıza çok görüldü ve sonuç; yine fitne, yine inat, yine savaş. Demokrasilerin anlamını yitirdiği bir ortam olan savaşın dahi bir hukuku vardır. En büyük savaşlarda dahi temel insan hakları anlamını yitirmemelidir. Bir insanın en masum ve muhtaç olduğu an hastalık anıdır. Bu anlamda geçtiğimiz gün Erzurum’da hasta taşıyan ambulansa personeli ile birlikte el konulması en çaresiz, en muhtaç olana uzatılan yardım elini kırmaktır. Sağlık personelimizin çok uzatılmadan serbest bırakılmasının sevincini daha tam yaşayamadan Nusaybin’de sadece en muhtaç insanlara, yani hastalara yani kendi halkımıza hizmet veren ambulansların taranması ve sonrasında Cizre devlet hastanesine yapılan silahlı saldırılar vicdanlarımızı sızlatmıştır.
Tek tesellimizin can kaybının yaşanmaması olan bu saldırılar bölge halkı tarafından asla kabul edilmemekte, ayrıca hiçbir sivil toplum kuruluşunun dahi kabulünü görmemektedir.
Bu güne kadar Sağlıkta her türlü şiddete hayır diyen Sağlık Sen olarak bugün de sağlıkçılara yönelik bu saldırıları esefle kınıyor, sağlık personelinin kimsenin tatbikat alanı olmasını istemiyoruz. Temennimiz bu olayların süreklilik arz etmemesi ve her ne sebeple olursa olsun bir daha tekrarının yaşanmamasıdır” dedi. Haber merkezi