Dr. Çayırlı, “Günümüzde güneş ışınlarının zararlı etkilerine bağlı olarak deri kanserlerinin görülme sıklığı tüm dünyada giderek artmaktadır. Bunun yanı sıra güneş ışınlarının deride çillenme, damarlanma, kalınlaşma ve kırışıklık ile kendini gösteren deri yaşlanmasına da sebep olduğu unutulmamalıdır. Güneşin deri üzerindeki olumsuz etkilerinin önlenebilmesi için, etkili koruma önlemleri ve güneşten koruyucular konusunda toplumun bilinçlendirilmesi büyük önem taşımaktadır. Gölgeden mümkün olduğunca fazla istifade edilmeli ve özellikle çocukların gölgede kalmaları teşvik edilmelidir. Güneş ışınlarının yoğun olduğu saatlerde mümkünse dışarı çıkılmamalı, açık hava aktiviteleri güneş ışınlarının daha az yoğun olduğu saatlerde (saat 11.00–15.00 arası haricinde) gerçekleştirilmelidir. Kızarıklık kaşıntı yanma durumunda doktora başvurulmalıdır. Deri öncelikle giysilerle korunmalı, uzun süre güneş altında kalınacaksa geniş kenarlı şapkaların, vücudu mümkün olduğu kadar çok örtebilen, kol ve bacakları kapatan kıyafetlerin giyilmesine dikkat edilmelidir. Özellikle yaz aylarında zararlı güneş ışınlarını emmeyen, açık renkli ve sık dokunmuş kıyafetler tercih edilmelidir. Katarakt başta olmak üzere gözde hasara neden olan zararlı ışınlara karşı büyük ölçüde koruma sağlayan UV koruyuculu güneş gözlükleri tercih edilmelidir. Tüm bu önlemlere ek olarak, açıkta kalan deri bölgelerini korumak için güneşten koruyucu kremler kullanılmalıdır. Her zaman SPF50+ olarak ifade edilen yüksek koruma faktörlü koruyucular tercih edilmeli ve dışarı çıkmadan en az yirmi dakika önce deriye sürülmelidir. Ayrıca uzun süre açık havada kalınacaksa her 3 saatte bir tekrar sürülmelidir. Güneşten korunma çocukluktan itibaren, sadece yoğun güneşlenmenin yaşandığı yaz tatilleri süresince değil, her gün uygulanan bir alışkanlık haline getirilmelidir. Özellikle doğuştan olmayıp sonradan oluşan cilt lekelenmeleri varlığında mevcut benlerin ebat ve renginde değişiklik olması halinde mutlaka bir cildiye uzmanına başvurulmalıdır” dedi.