Hastalık ile ilgili bilgiler veren Acar, “Çölyak hastalığı, genetik yatkınlığı olan bireylerde buğday, arpa, çavdar gibi tahıllarda bulunan ve suda erimeyen gluten isimli proteine karşı duyarlılık sonucu gelişir. Genetik yatkınlık, özgül çevresel faktörlerle temas ve immünolojik mekanizmalar sonucu otoimmün bir enteropati gelişir. Hastalık temel olarak proksimal ince bağırsağı etkiler ancak farklı organ/sistem etkilenmeleri de söz konusudur. Hastalık diyete tahılların eklenmesinden sonra herhangi bir yaşta ortaya çıkabilir. Çölyak hastalığı her yaşta teşhis edilebilmekle birlikte teşhisi zor olan hastalıklardan biridir. Çünkü belirtiler çoğunlukla ilişkili bir başka hastalığı da düşündürmektedir. Çölyak hastalığının insan sağlığı üzerinde önem taşıyan birçok değişimlere neden olmasından dolayı doğru teşhisi önemlidir. Çölyak hastalığının tek tedavisi ömür boyu buğday, arpa, çavdar yulaf tahıllarında bulunan glutenden uzak sıkı bir diyettir.
Ülkemizde Çölyak hastalığı görülme sıklığı yüzde 1 ile binde 3 arasında değişmekte olup Türkiye’de 250 bin ile 750 bin arasında Çölyak hastası tahmin edilmekte iken ancak yüzde 10’nuna tanı konulduğu dikkate alındığında 25 bin ile 75 bin arasında tanı almış hasta beklenmektedir. Toplumda tanı almamış hastalar buz dağının görünmeyen kısmıdır. Bakanlığımızın Sağlık Bilgi Sistemlerinde 2015 Nisan ayı Çölyak hastalığı raporu alan hasta sayısı 67 Bin 683 tür. Çölyak hastalığı ile karşılaşıldığında, sağlıklı bir yaşam için gerekli olan en önemli şeylerden biri dikkattir. Yaşantımızı daha kolay bir hale getirmek için hastalığa sebep olan gıdalardan uzak durmaktır. 9 Mayıs Dünya Çölyak Günü, ülkemizde ve dünyada değişik etkinlikler ve farkındalık çalışmaları ile kutlanmaktadır” dedi.