Türkiye’nin Suriye ve Irak ile ilgili TBMM’de kabul ettiği teskerelere dayanarak sık sık sınır ötesi hava harekâtları düzenlediği belirtilen açıklamada, özellikle Suriye ve Irak’ta kara gücü bulundurmasının artık ciddi olarak düşünülmesi gereken tehlikeli bir hal aldığı ifade edildi. Açıklamada, şöyle denildi; “Bu tezkerelerin Anayasanın 91. Maddesine uyumlu olmadığı, BM Güvenlik Konseyi kararı olmadan başka ülkelerin topraklarına fiili saldırıda bulunmak ve asker bulundurmanın ileride ciddi hukuki sonuçlara yol açma ihtimali olabilecektir. Türkiye kendi parlamentosunda savaş ilanı kararı almadan fiilen savaş yürüten bir pozisyondadır. Tıpkı de fakto başkanlık modeli gibi. Türkiye’nin Kürt sorununu demokratik ve barışçıl yollarla çözmek için diyalog ve müzakere yöntemini seçmek yerine çatışmayı ve savaşı derinleştirip sorunu şiddetle çözmeyi tercih etmesi ciddi bir savaşın yaşanmasına sebep olmuştur. Suriye’nin kuzeyinde Rojava isimli bölgede başta Kürtler olmak üzere diğer etnik ve inanç gruplarının birlikte oluşturdukları fiili yönetimle iyi ilişkiler kurmak yerine bunu bir tehdit unsuru olarak görmek gibi tarihsel ve sosyolojik gerçekliğe aykırı bir durum yaratmıştır. Türkiye’de yaşayan Kürtlerin ve Alevilerin soydaşı ve akrabası olan toplulukların komşu Suriye’nin kuzeyinde IŞID/DAİŞ ve bilimum cihatçı çete saldırılarına karşı kendi özyönetimlerini oluşturmaları Türkiye için bir tehdit olarak görülmemelidir. Tam tersine laik ve özgür yaşamı savunmak için mücadele eden bu toplulukların desteklenmesi gerekmektedir. Aynı şekilde Irak’ın kuzeyinde Şengal isimli bölgede kendi özyönetimlerini oluşturmak isteyen Ezidilerin yaşadığı alana saldırıda bulunmak, Türkiye’yi savaş bataklığına daha fazla çekmek demektir. Kısacası ülkemizi yöneten siyasal iktidarın, Türkiye içinde ve dışında barışçıl politikalar geliştirmesi ve biran önce çatışmayı ve savaşı sona erdirecek adımlar atması gerekmektedir. Devam eden savaşın yarattığı ölümlerin ve tahribatın toplumlarda yarattığı derin yarılmayı daha fazla büyütmek oldukça tehlikelidir. İnadına savaşa karşı barış diyoruz.”