Nasıroğlu, yayınladığı mesajında şunları söyledi; “Zehirli gazlar kullanılarak mazlumların hedef alındığı Suriye’nin İdlib kenti, dünyanın gözü önünde eriyip bitiyor, yok oluyor. Canlar çıkıyor, kanlar akıyor, dünya sessizliğini hala koruyor. Rejim güçlerine ait uçaklar, muhaliflerin denetimindeki bölgelere saldırmaya devam ediyor ama hala Esad rejimini durduramıyoruz. Dünya Müslümanları, tepki göstermekte bile isteksiz davranıyor. Kadın-erkek, çoluk çocuk kan revan içinde… Üzerlerine yağan kimyasal bombalar sadece canları almıyor aynı zamanda o toprakları, havayı, suyu zehirleyerek Suriyelilerin yaşama umutlarını da ellerinden alıyor. Nesiller boyunca tamiri imkansız tahribatlar bırakıyor geride bu saldırılar… Bu kadar büyük katliamlar yapacak cesareti nereden alıyor bu alçaklar!? Allah (cc) elbette Kahhar’dır. Bütün masumların intikamını alacaktır. Ancak ya bizler? Müslümanlar? Görevlerimizi yapmamamızın bedelini ödüyoruz. Acil olarak İslam Birliğini kurmalıyız. Dünyanın dört bir yanında yardım bekleyen zayıf ve çaresizlerin, ihtiyar ve güçsüzlerin umudu olan bizler neden sadece duygusal-anlık tepkiler veriyoruz? Neden istikrarlı bir duruş sergileyip bu zulme ve benzerlerine engel olabilecek bir konuma gelemiyoruz? Gözümüzü açma zamanı gelmedi mi? Geçim derdine düçar olmuş Müslümanlar uyanmalı ve silkinerek ayağa kalkmalıdır. Bugün İdlib, dün Filistin, yarın kim bilir hangi kentin sokaklarında yalın ayak koşarken, yarı aç karınlarından vurulan çocuklar göreceğiz. Ben çocuklarıma sarılamıyorum utancımdan. Osmanlı’nın mührüyle hür bir şekilde yaşamış Ehl-i Kitap! Hristiyan papazlar, vicdanlı Yahudiler, hahamlar! Yehova Şahitleri! Bu zulme sessiz kalmamak için, Esad’ın elini kolunu bağlamak için belki bir kaç cümle kurmak bile yeter! Yeter artık! Yeter!”