Becerikli, 2012 yılında Terapi ve rehabilitasyon bölümü bünyesinde açılan ‘Engelli Bakım ve Rehabilitasyon’ programının meslek yüksek okullarında eğitimine başlanmış ve ilk mezunların 2014 yılında verildiğini belirterek, “Şu anda 4 Bin civarında bölüm mezunu vardır ve bu sene mezun olacaklarla birlikte sayının iki katına çıkması öngörülmektedir.
Bölüme YÖK tarafından 2012 yılında “Sağlık Teknikerliği” unvanı verilmesine rağmen sağlık bakanlığı 5 yıldır meslek tanımını onaylamamıştır. Bölümün henüz sağlık bakanlığında bir tanımı yoktur. Bölümün çalışma alanları sağlık bakanlığı ve aile ve sosyal politikalar bakanlığı bünyesinde bulunan kurum ve kuruluşlardır. Ancak bu güne kadar bölüm mezunlarından hiçbir alım yapılmamıştır. Onların yerine halk eğitim merkezleri tarafından açılan 400 saatlik sertifikasyon programlarını tamamlayan kişiler taşeron olarak işe alınmaktadır. Bu bölüm mezunları da ya işsiz kalmakta ya da kayıt dışı, güvencesiz esnek bir şekilde düşük ücretlerle çalışmaktadırlar. Bu bağlamda; Bölümün meslek ve kadro tanımlaması neden yapılmamaktadır? Bölüm mezunlarının mağduriyetlerini gidermek için herhangi bir çalışmanız var mıdır? 400 saatlik sertifikasyon programının engelli bakımı ve rehabilitasyonu için yeterli olduğunu düşünüyor musunuz? Eğer 400 saatlik sertifikasyon programı engelli bakımı ve rehabilitasyonu hizmeti verebilmek için yeterli ise neden gençlerin 2 yıl okullarda zaman kaybetmesine göz yumuyorsunuz? 400 saatlik eğitimi yeterli bulmuyorsanız neden sertifika sahiplerinin, bölüm mezunlarının yerine işe alınmasını sağlamaktasınız? Aldıkları 2 yıllık eğitim boyunca engelli bakımı ve rehabilitasyonuna dair dersler gören bu gençler neden kendi alanlarında çalıştırılmamaktadır? Bu bölüm mezunlarının mağduriyetlerini ne şekilde gidermeyi planlıyorsunuz? Meslek yüksekokulu tercihiyle hayata kısa sürede atılmayı planlayan gençlerin hükumetin çözüme yönelik adım atmamasından dolayı hayata dair umutlarının her geçen gün azalmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?”