Menü

Batman Medya Gazetesi

Geri Dön

Recep AKIN:
Eski zamanlardan notlar..

10 Şubat 2022, 13:18

Karikatür sanatıyla küçük yaşlarda tanıştım. Yıllar önceydi. Bankalar caddesinin şöhreti kent sınırlarını aşmıştı. Dayımın oğlu,  bir boyacı dükkânında satış elemanı olarak çalışıyordu. Fırt- Gırgır gibi karikatür dergilerini çok severek takip ederdi. O zamanlar karikatür sanatı ve dergiler çok ilgi görüyordu. Türk karikatürü dünya çapında tanınıyor, altın çağını yaşıyordu. 
Eline kâğıt kalem alan dayıoğlu, bana tiplemelerden nasıl esinlenip çizdiğini gösterirdi. Pratik bir şekilde kafa, bıyık, burun çizerdi. Ben de onu büyük bir keyifle izlerdim.  Beni, Efsane karikatürist, Rahmetli Oğuz Aral'ın "Avanak Avni" tiplemesiyle tanıştıran o oldu diyebilirim..
**

İlkokul öğretmenim Abdurrahman Karanfil,  beni tahtaya kaldırır, insan anatomisi, hücre yapısı gibi karmaşık ve zor şekilleri çizdirirdi. Resim çizmem konusunda bana her zaman alan yaratır ve desteğini fazlasıyla hissettirirdi. Şuan emekli bir öğretmen olarak Batman'daki ikametini sürdüren sevgili öğretmenimle karşılaştığımda saygıyla düğmelerimi ilikler, eski günleri yad ederiz..
**

Ortaokul'da Ekrem Kül adında bir arkadaşım vardı. Resimlerini sabırla ve  özene bözene çizerdi. Güzel kara kalem çizimlerinin dışında iyi   bir suluboya tekniğine sahip olan Ekrem, el sanatları konusunda da çok kabiliyetli bir arkadaştı. Aynı zamanda okulun en iyi kompozisyon yazısı yazan öğrencilerden bir tanesiydi.
Şuan 53 yaşında olan Ekrem Kül, TEİAŞ'ta Başteknisyen olarak çalışıyor. Sanata yönelmenin dışında bir mesleği ifa ediyor olmasını "Hayat şartları insanları hiç ummadığı alanlara yöneltiyor" diyor ve şöyle devam ediyor:

"Resim yeteneği ve el becerisi, Allahın insanlara bahşettiği bir lütuf.
İnsan çok küçük yaşlarda yeteneğini keşfeder. Ama 40 yıl önce resim çizme yeteneğinin veya el sanatlarının pek değeri yoktu.

O zamanlar ailelerin tek düşüncesi,  çocuğunun bir an önce okulunu bitirip bir iş sahibi olmasıydı.  Dolayısıyla resim ve güzel sanatlar pek rağbet görmezdi.

 O dönemlerde benim de böyle bir yeteneğim vardı. Resim öğretmenim,  yaptığım resimleri,  çamurdan- sabundan yaptığım heykelleri, el sanatlarını alır, diğer sınıflarda sergiler ve bana, " Bu yeteneğini sakın bırakma,  değerlendir" derdi. Ben de öğretmenime " Hocam, ileride kader bize nasıl bir yol çizer bilemem" derdim. Nitekim dediğim de oldu. Şuan ben bir ressam değil,  bir kamu kuruluşunda elektrik teknisyeni olarak çalışmaktayım. Şimdiki imkanlarım olsa bu kabiliyetimi kullanmak isterdim. Bence İnsan sahip olduğu yeteneğinin peşinde azimle koşmalı ve o alanda en iyi olmak için çalışmalı diye düşünüyorum"...
****

Bu arada aklıma gelmişken İlkokul arkadaşım Mehmet Emin Oba’dan bahsetmemek haksızlık olur.  Hayal gücü geniş,  bir o kadar da yetenekliydi. Ben kış resminde kızak aracı çizerken, kan ter içinde kalıyordum. Oysa M.Emin,  civatasına kadar gerçekçi detaylar içeren, nefis kızaklar çizerdi. Mükemmel kar resimleri yapardı. Cengiz Topel İlkokulunda aynı sınıfı paylaştığım arkadaşım M.Emin Oba,  şuan 53 yaşında ve
Medikal sarf malzemeleri ve cihazları  satış ve pazarlama sorumlusu olarak çalışma hayatını sürdürüyor..
M.Emin Oba, eskiye dair konuşurken şu mısraları bizimle paylaşıyor:

"Evet, o günler özlem duyduğumuz günlerdi. Ben dâhil olmak üzere,  sanırım o anları yaşayan tüm arkadaşların aradıģı, özlem duyduğu günlerdi.
O yıllar dostluk, arkadaşlık ve komşulukların samimi ve içten olduğu yıllardı. Küçük şeylerle bile mutlu olmayı bilirdik. Çizdiğimiz bir resmin beğenilmesi bile bizi mutlu ederdi"
****

Resim konusunda unutamadığım bir başka arkadaşım da,  Texsas, Zagor, Tombraks, Conan gibi çizgi romanların meşhur olduğu 80'li yılların Batman’ında tanıştığım arkadaşım Murat Demir idi. Kendisi hem kuaför hem de ressam olarak iki mesleği yapmaya devam ediyor. Raman Mahallesinde top oynadığımız, odunların satıldığı bir alan vardı. Bir gün Murat'ın etrafını onlarca kişinin sardığını gördüm. Merak ettim. Yanaşıp kalabalığa dahil oldum.  Ressam Murat, elindeki kalemiyle çizgisiz bir defterin yapraklarına Conan çizgi roman kahramanını, kovboy falan çizerdi. Çok güzel bir çizim tekniği vardı. Hayran kalmıştım.
Ortak noktamız resim olunca, kaynaşıp arkadaş olmamız da uzun sürmedi. Zamanında Arjantin futbolunun efsane ismi Diego Armando Maradona’nın keçeli kalemle çizdiği renkli bir resmini gösterdi bana. İnanılmaz güzel çizmişti. Resimlerini, kalem vb. materyallerini ahşap bir sandıkta muhafaza ederdi. Has bir Maradona hayranıydı. Mahallede top oynarken,  Maradona’nın Arjantin milli futbol takımındaki 10 numaralı formasını giyer,  onun hareketlerini taklit ederdi. Maç esnasında pozisyonlara girerken,  onun yaptığı gibi dilini çıkarır, onun gibi röveşataya kalkar ve Hatta onun gibi bileklik takardı.

 Murat 80'li yıllarda, Dünya kupasında İtalyan futbolunun hırslı ve sert markaj yapan oyuncusu Claudio Gentile ve Maradona’nın ikili mücadelesini yansıtan bir çizimini gösterdi bana.  Gerçekten mükemmel çizmişti. Çizim değil de,  sanki fotoğrafmış gibi gerçekçiydi!

Claudio Gentile,
70'lerin ikinci yarısı ve 80'lerin ilk yarısında İtalyanlar'ın sert futbolunun simgesi haline gelen Juventus futbol takımının sağ bekiydi. Rakip forvetlere kasti tekme atmasıyla ün kazanmıştı. 1982 dünya kupası'nda şampiyonluk madalyası kazanan gentile, Arjantin maçında yaptıklarıyla,  Maradona’nın çileden çıkıp kırmızı kart görmesini sağlamıştı. İnternetten alıntıladığım bu dipnotu sizinle paylaştıktan sonra,  dilerseniz Murat'ın çizimiyle ilgili anıma tekrar döneyim..

Resmi bir müddet inceledikten sonra, ona dönüp "İzin verirsen, ben de bu yaptığın resmin aynısını çizmek istiyorum" dedim. O da, gülümseyerek "Tabiî ki, al sende dursun, resmi çizdikten sonra bana tekrar getirirsin. Hem, ben de nasıl bir çalışma çıkaracağını şimdiden merak ediyorum" dedi.
Resmi çizip, ertesi gün yanına geldiğimde, hangisinin benim, hangisinin ona ait olduğunu fark etmekte zorlanmıştı. İki çizim neredeyse tıpatıp aynıydı! Çok şaşırmıştı. Sonraları ben ve Murat, klasik manzara, futbolcu, kartpostal resimlerini çizerek, geçmişte kalan bir dönemi renklendirmeye devam ettik.
Bir zamanlar aynı sınıfı paylaştığımız arkadaşım Murat Demir,  şuan  50 yaşında.. Yıllarca kuaförlük mesleğini sürdüren  arkadaşım Murat, Batman'ın önde gelen ressamlarından biri olarak ta,  dükkanının duvarlarına, tuvallerine, çeşitli kurum ve işyerlerine, sanatını yansıtmaya devam  ediyor..
Sağlıcakla kalın..
Recep Akın
[email protected]

Recep AKIN Tüm Yazıları

© 2024 - Batman Medya Gazetesi

Normal Siteye Dön

,