Menü

Batman Medya Gazetesi

Geri Dön

Recep AKIN:
NOSTALJİK BİR YAZI..

01 Şubat 2022, 13:35

Yıl 1974..Siirtli bir ailenin gür çimenli bahçesi.. Ve televizyon, balkonda siyah beyaz. Sağım solum kerpiç evler. Araları toprak ve taş karışımlı yollar. Göksel (Gogo), toprak altına define gibi sakladığı misketlerini baharda çıkarıyor. Mart güneşi organik. Su organik. Karpuz, ekmek organik. Selamlar organik. Henüz fitne karışmamış doğaya. Tavuk eti enfes. Suyuna bandırılıyor ekmekler. Eskimolar için henüz var. Kediler o zamanlar bazı insanlardan eziyet çekiyor. Kuşlar dargulik’lerle (sapan) haklanıyor. Eşeklerin sırtında derin yaralar var. Köpekler böğüre böğüre kaçışıyor. İyi insanlar yine uyarıyor. Para henüz insanların gırtlağına yapışmamış. Ahmet’in ceketi bugün Cesim'in sırtında. Para ortak. Komşuluk ortak. Zengin-fakir ortak. İyilikler ortak. Dayanışma altın çağında. Elbisesi yamalı insanlar utanç duymuyor. Çünkü hırsız, üçkâğıtçı değiller. 3 yıl sonra da Batman mis gibi. Meyve soyan misafirler, çaput bezlerle ellerini siliyor. Portakal kokusu, Hollanda kokuyor. Araba az. İnsan az. Suç az. Kelimeler az. Eser çok. İlham çok. Umut çok. Aç kalanlarda korku yok. Sanat sokağında inekler koşarak geçiyor. İşçi eldivenleri diken bir adamın makina sesi bozuyor sessizliği. Papatyalar her tarafta. Laleler evlerin damında bile bitiyor. Rüzgar tüm çiçeklerin kokusunu getiriyor. Hacdan gelen nenem hediyelerini dağıtıyor. Kazların ördeklerle dostluğu var su birikintilerinde. Bir maytap patlıyor en güzel kokusuyla. Topaçlar vızır vızır konuyor tenhalara. Çocuk sesleri diziliyor notalara. Renkler kendini çok iyi hissediyor. Köy bakkalları mum stoku yapıyor. Şekıre kılo kılo yiyor bir çocuk. Ve dama çıkıyor bir adam. Kentin tüm minaraleri görünüyor. Raman Sinemasını Cüneyt Arkın'ın naraları kaplıyor. Bilet kuyruklarının ucu var sonu yok. Gözler afişlere hapsolmuş. Bir etarokçu (tablacı) geçiyor, gıcırdayan arabasıyla. Rahmetli Gülşah Teyze yine balık almış. Biraz ötede gençler Tipitip sakızı çakıştırıyor. Avanak Avni,  karikatürist Oğuz Aral'ın dergisinde şöhretine şöhret katıyor. Kalabalık bir yer sofrası kuruluyor teyzem rahmetli Ğelya’nın evinde. Tepsiye boca edilen nefis dolmaların buharı sis gibi çöküyor salona. Gültekin Tarhan henüz Almanya hayalini kurmamış. Brako salınarak uzaklaşıyor Çankaya Pasajı önünden. 1 lira bile çok zengindir o zamanlar. Ötede Siirtli rahmetli Pahe Teyze, bir gelincik sigarası tüttürüyor. Tren sesi daha net duyuluyor uzaklardan. Bir naylon top pencereyi kırıp içeri giriyor. TPAO işçileri yine havalı havalı evlerine dönüyor. Ekmek nohut kokusu kendinden geçiriyor insanları. Zengini de fakiri de mutlu. Kartal Tibet filminin afişi asılıyor Mehtap Sinemasına. Ağaçlar katledilmiyor. Toprak henüz zehirlenmemiş. Hastanede yatak sıkıntısı çekilmiyor. İnsanlar az bir emekle kiralarını çıkarabiliyorlar. Çivril sakızının çok güzel bir kokusu var. Naneli Kent sakızı çok meşhur. Bir kavga var meydanın ortasında ama  incitmeyen. Öksüz bırakmayan. Tenha bir evde Bonanza Dizisi başlıyor. Siyah- beyaz, en nostaljik rengine bürünüyor. Ve ben tatlıcının sesiyle uyanıyorum: " Datliii ! Sicağ sicağ datliiiii! Datlici geldiii!"

[email protected]

Recep AKIN Tüm Yazıları

© 2024 - Batman Medya Gazetesi

Normal Siteye Dön

,