Menü

Batman Medya Gazetesi

Geri Dön

Mehmet SABAZ:
ABDULLAH BİN ÖMER-1

25 Kasım 2021, 16:21

Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla.
İslamın Mekke döneminde Allah Resulünün yanı başından ayrılmak istemeyen küçük bir çocuk vardı. Hz. Peygamberi (s.a.s) çok seven bu çocuk, sürekli peygamber sohbetinde bulunmak için çırpınırdı. Yine bir gün Resulüllah ile aynı ortamı teneffüs etmek üzere kolladığı fırsatı buldu. Peygamber efendimiz, Mekke'nin illeri gelen zevatından bir grupla sohbet ediyordu. Bu esnada peygamber aşığı çocukta hemen sağ yanında bulunduğu Resul-i Ekrem'in sözlerini hayran hayran dinliyordu. Bir ara Allah Resulü misafirlerinin susadıklarını düşünmüş olmalı ki kalkıp onlara su ikram etmek istedi. Suyu bardağa döktü, yanındaki çocuğa dönerek şöyle buyurdu: "Aslında sağımda bulunman hasebiyle bardağı ilk sana vermem gerek. Ancak müsaade edersen önce misafirlerimize ikram edeyim olur mu?" çocuğun, "Bu mümkün değil ey Allah'ın Resülü! Sizin elinizden su içmek belki bir daha bana kısmet olmaz. O yüzden nasibim olan bu ikramınızı kimseyle paylaşmam" şeklindeki cevabı üzerine Hz. Peygamber tebessüm ederek su dağıtmaya bu çocuktan başladı. (Buharı, eşribe,19)
Çocuğun gönül dünyasında peygamber sevgisi Medine'ye hicretten sonra da her geçen gün artarak devam etti. Resulüllah’tan bir an bile uzak kalmamak, onun civarında bulunabilmek için Mescid-i Nebevi'de zaman geçirir olmuştu. Suffe faaliyete geçince de yaşam alanı olarak baba evinden çok suffeyi tercih etti. Ne zaman evinin önünden geçse gözlerini kapatırdı. Öyle farklı duygularla doluydu ki görüp özlem duyacağı endişesiyle evine doğru başını çevirip bakmak istemezdi. Hasret duygusu baskın gelip de suffeyi terk etme korkusuyla evine hiç bakamazdı. Bu samimiyetini ve Hz. Peygamber'e (s.a.s) olan muhabbetini Allah dua kabul etmiş olmalı ki öz ablasız Hz. Hafsa (r.anhâ) ile Resul-i Ekrem evlendiğinde sevinçten havalara uçtu. Artık hane-i saadete hiçbir gerekçe sunmaksızın kolayca girip çıkabilecekti. Her görmek istediğinde Allah Resulü'nü ziyaret edebilecek, daha da yakından tanıma fırsatı bulabilecek, onun mübarek sohbetinden doyasıya beslenebilecekti. Öyle de oldu. Ablası vesilesiyle evine daha kolay girebildiği Resulüllah'tan ziyadesiyle feyizlendi. Bu çerçevede Peygamber efendimizden sâdır olan söz ve davranışlara muttali olamayanlara hadis-i şeriflerin nakledilmesinde çok önemli rol oynadı. Kayınbiraderi olması itibarıyla Allah Resulü'nün yakın çevresinde yetişme imkanını elde eden ve peygamber terbiyesi alan bu çocuğun adı Abdullah b. Ömer (r.a) babası Hz. Ömer (r.a) annesi Zeynep bint Maz'un'dur. (r.anha) Nübüvvetin üçüncü yılında Mekke'de doğan Abdullah b. Ömer, henüz bulüğa ermeden İslam ile şereflendi. Babası Hz. Ömer'in ve ablası Hz. Hafsa'nın Resul-Ekrem'e olan yakınlığı sebebiyle vahiy çevresinde büyüdü.
Bedir savaşında henüz 13 yaşında bir çocuk olan Abdullah, fark edilemeyeceği düşüncesiyle savaş hazırlıklarını tamamlamış olan İslam ordusuna karıştı. Ancak Resulüllah yaşının küçük olması sebebiyle cihat aşkıyla yanıp tutuşan Abdullah'ı askerler arasından çıkararak Medine'de kalması için ikna etti. Uhud Savaşında 14 yaşında olduğu için Hz. Peygamber (s.a.s) tarafından yine kendisine izin verilmeyen Abdullah'ın, nihayet 15 yaşında bir delikanlı olduğunda Hendek Savaşına katılmasına müsaade edildi. İbn Ömer (r.a), Allah Resulü'nün sünnetine ittiba hususunda ashabın en hassas kişisi olarak şöhret buldu. Sebebini ve hikmetini merak etmeksizin Hz. Peygamberin işlediği tüm fiilleri yerine getirmeye çalışırdı. İbn Ömer'in peygamber sevdasını Hz. Aişe (r.anha) şu şekilde dile getirir; Allah Resulü'nü Abdullah kadar adım adım takip eden birisini ben daha görmedim. Anlaşıldığı üzere o, peygamber efendimizi her konuda taklit eden bir tavır içindeydi. Resulüllah gibi konuşmaya çalışır, onun gibi güler, sevinir, üzülürdü. Yürüyüşünü, yiyip içmesini, giyinmesini Hz. Peygambere benzetirdi. Bu bağlılık hususunda o kadar ileri gitmişti ki Resul-i Ekrem'in vefatından sonra yolunu onun geçtiği güzergâha düşürür, onun adım attığı yollardan yürürdü. Geçtiği sokaklarda gözyaşlarıyla hatırlarını yad ederdi. Allah Resulü'nün gölgelendiği ağaçların altında dinlenir, kurumaması için Peygamber görmüş ağaçları sulardı.
Duada buluşmak dileğiyle Allah'a emanet olun.

 

Mehmet SABAZ Tüm Yazıları

© 2024 - Batman Medya Gazetesi

Normal Siteye Dön

,