Batman Medya Gazetesi

Bu cümleleri geçtiğimiz gün bir vatandaş oldukça kızgın bir anda sarfetmişti.
Bu cümleler ve kızgınlığının sebebi ise şu an Batman belediyesinin devam eden 4. Etap Vizyon Projesinde kurumaya terkedilen ağaçlardı.
Ahmed Arif bulvarında devam eden proje kapsamında yeniden yapılmak üzere kazılan orta refüjlerde bulunan onlarca yıllık ağaçların bir bölümü kurudu, bir bölümü ise kurumaya yüz tuttu. 
Bir ağacın yetişmesi, büyümesi onyıllarca zaman alıyor.
Ağacın önemini şu an ülkenin birçok yerinde devam eden ve ciğerlerimizi yakan orman yangınlarının ardından daha iyi anladık.
Böylesi bir durumda ağaçların böyle bilinçsizce kurumaya terkedilmesi kabul edilebilir değil.
Bu projeye başlanırken bunun planlaması yapılmadı mı?
Proje devam ettiği sürece daha önce damlama sistemiyle sulanan orta refüjdeki ağaçların suyunun kesileceği biliniyor.
Peki, ağaçların kurumaması için hangi önlem alındı?
Şimdi biliyorum bu cümleyi okuyan belediye yetkilileri hemen, “Biz ağaçlar kurumasın diye tankerlerle sulama yapıyoruz” diyecekler.
Evet, biliyorum tankerlere sulama yaptığınızı.
Ama dünyanın hiçbir yerinde böyle bir sulama tekniği şoktur.
Bir su tankerinin üzerinde tazyikli bir şekilde püskürtülerek hızlı bir şekilde birkaç dakika içinde bulvar üzerinde bulunan yüzlerce ağaç sulanıyor.
Tanker öyle hızlı hareket ediyor ki, bu anı çekmek için cebimden telefonumu çıkarana kadar tanker neredeyse gözden kayboldu.
Bu şekilde ağaçlar bir avuç bile su alamıyorken buna sulama diyorsanız diyecek bir şey yok.
Bulvar üzerinde belediyenin yapamadığını ne yazık ki vatandaş yapıyor.
Vicdanları sızlayan bulvar üzerindeki esnaflar ve vatandaşlar, kovalarla su taşıyarak ağaçların kurumaması için çaba sarfediyor.
İşte bu manzarayı gören vatandaş, başlıktaki ifadeleri sarfediyordu.
Geçtiğimiz günlerde bir yerel gazetede şöyle bir başlık dikkatimi çekti; “Batman’ın her yeri şantiye gibi.”
Bu cümleden ilk anladığımız anlam, kentin her yerine hizmet götürüldüğüdür.
Zaten belediyelerin görevi de budur.
Bu nedenle bu cümleyi okuduğumuzda belediyenin hizmet için her alanda çalışma yaptığı anlaşılıyor.
Ama bir de madalyonun öteki yüzü var.
Bir türlü bitmek bilmeyen çalışmalar, hayatı felç eden kazılar, toz, duman, trafik kargaşası ne deseniz var.
Bu çalışmaların planlamasında bir hata var sanırım.
Bir çalışma bitmeden başka bir çalışmaya başlamak ne kadar doğrudur.
Mesela şu an Ahmed Arif bulvarı ve Bahçelievler Mahallesinde devam eden vizyon ve altyapı çalışmaları, en az 4 mahallede oturan vatandaşları olumsuz etkiliyor.
Aylardır Bahçelievler Mahallesinde yapılan çalışma alanları hala asfaltlanmış değil.
Derin çukurlardan dolayı vatandaşların araçları adeta haşat oldu.
Bozuk yollar nedeniyle araçlar zarar görüyor diye bu güzergahları kullanan minibüs hatlarındaki araç sayıları yarı yarıya düşürüldü.
Bu nedenle vatandaşlar bu kavurucu sıcaklarda uzun süre minibüs beklemek zorunda kalıyorlar.
Bazı hatlarda minibüsler çalışmalar yüzünden güzergah değiştirmek zorunda kalıyor. Vatandaş evinden yüzlerce metre uzak mesafelerde indiği için yürümek zorunda kalıyorlar.
Vizyon proje çalışmaları kapsamında bazen günboyu kesilen sular Koronavirüs’ün artmasına neden oluyor. Su olmayınca yeteri kadar temizlik yapılamıyor ve hijyen sağlanamıyor ne yazık ki.
Çalışmalar vardiyalı sistemle ve özellikle geceleri hızlandırılarak daha çabuk bitirilmelidir.
Bu tür çalışmalarda çalışma alanlarına bırakılan “Verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı özür dileriz” cümlesindeki “Rahatsızlık” artık ne yazık ki vatandaşlar için işkenceye dönüştü.
Bu millete işkence yapmaya kimsenin hakkı yoktur.
Bundan önce çok daha uzun süreli vizyon projeleri de gördük.
Ama hiçbiri son vizyon proje kadar çileden çıkarmadı ve işkenceye dönüşmedi.