Menü

Batman Medya Gazetesi

Geri Dön

Mustafa SEVEN:
Talanın ve rantın şehri; Hasankeyf…

13 Haziran 2021, 16:07

Bu yazıya başlamadan önce bir Çerkez atasözünü hatırlatmak istiyorum; ‘Geçmişi Olmayanın Geleceği Olmaz’
Bu atasözüne felsefi bir yorum; “İnsanlık tarihinde gelinen nokta, ilk insandan bu güne kadar gelen her kuşağın bir sonraki kuşağa bıraktığı miraslar toplamından başka bir şey değildir. Gerçekten de geçmiş denilen;  üst üste konulan her bir değerin, değişimin bu günkü halidir. Diğer bir değişle bu gün geçmişin son halidir. Gelecek ise bu gün üzerinde yükselecek olanların toplamıdır. Bu günü ve geleceği yaratacak olan bizleriz.”
Her ne kadar ‘Kurtardık’, ‘Yeniden inşa ettik’, ‘gelecek nesillere tarihi eserleri miras bıraktık’ deseler bile, yüzyıllarca birçok medeniyetin izlerinin olduğu bir tarih yok edildi Hasankeyf’te.
Daha açık bir ifadeyle bizim atalarımızdan kalan izler, kültürler ve tarihi bir miras sulara gömüldü…
Belki de onyıllarca sürecek kazılarda yerin altında kimbilir ne hazineler çıkarılacakken, 50 yıllık bir baraja feda edildi Hasankeyf…
Hasankeyf’te tam bir talan yaşanırken, bu talandan birileri büyük rantlar elde etti ne yazık ki. 
Eserler taşınacak aldatmacasıyla sembolik birkaç eserin yeri değiştirildi. Ama binlerce eser suya gömüldü.
Milyonlarca dolarlık paralar harcanarak taşınan bu eserler birilerinin cebini doldurmaktan başka ne işe yaradı ki.
Zeynelbey türbesini Hasankeyf yeni yerleşim alanının şu an taşınan yerinde gördüğüm zaman bunun orijinalliğinin olmadığını biliyorum.
Bu türbenin aslında 2 kilometre öteden, şu an suların 60 metre altında olan bir bölgeden taşındığını biliyorum.  
Bu eseri yeni yerinde ilk kez görenlere bile anlatılırken, bilmem ne teknolojisi kullanılarak, bilmem kaç tekerlekli araçla taşındığı anlatılacak. Yani bu insanlar da bu eserin gerçek yerinde olmadığını öğrenecekler.  
Bu durum şu anda yeni yerleşim yerine taşınan tüm eserler için geçerli.
Ne Artuklu hamamı, ne İmam Abdullah Zaviyesi, ne Koç Camii, ne de Kızlar Cami orijinal yerlerinde değiller.
Hele Hasankeyf kalesinin taşınan kapısı.
Kale kapısı kaleden tam 3 kilometre uzaklıkta boş bir alanda duruyor.
Bunları anlatırken dahi bir tarihsever ve tarih dostu olarak içim acıyor.
12 bin yıllık bir tarihin nasıl yok edildiğini gün gün gören birinin içi acıyarak dillendiriyorum bu kelimeleri.
Hep iyi ve güzel sözler, süslü laflar dökülüveriyordu yetkililerin ağzından.
Yükselen cılız muhalif seslerin bastırılması için sarfedilen bu sözler işe yaradı ne yazık ki. 
‘Hasankeyf Türkiye’de örnek ilçe olacak’ denildiği zaman inanan insanlar bunun olmadığını kısa sürede gördüler.
Gri tonlu bir yerleşim alanına taşınınca, neleri kaybettiğini anladı insanlar. Örnek ilçenin örnek binalarına yerleşen vatandaşlar, sıfır binalara binlerce liralık masraf yaparak girebildiler.
Çünkü TOKİ üzerinden cebini dolduran müteahhitler yarım yamalan bir şehir bırakarak ortadan kayboldular.
Daha önce Gercüş, Midyat ve Mardin’e giden yolcuların dinlenme ve uğrak yeri olan Hasankeyf bu özelliğini de kaybetti.
Yeni yol ilçeyi uzaktan gören bir noktadan geçirilmiş ve bir nevi ilçe esnafı önemli bir gelirden edilmiş.
Şu sıralar yeni bazı yatırımlar için çalışmalar başlamış.
Aslında yeni yatırımlar değil, yapılması gereken ancak yapılmayan yatırımlar.
Mesela hayvan kesimi yapılacak mezbahane, ilçe otogarı, düğün salonu ve kapalı sent pazarı en başından beri olması gereken olmazsa olmaz yapılar değil mi?
İlçeden yolcu taşınmayacak mı ki otogar yapılmamış?
Kasaplar için kesim yapılmayacak mı mezbahane yapılmamış?
Düğün olmayacak mı ki düğün salonu unutulmuş?
Bu ‘örnek olacak’ dedikleri ilçeyi kurarken bunları yapmayı neden düşünmediler.
İlçe inşa edilirken ağaç ekilmediği için ıssız bir şehri andıran Hasankeyf’te kim bilir kaç Bin TL harcanarak şu sıralar ekilen ve kurumaya terkedilen ağaçlar da cabası.
Şimdi anladınız mı Hasankeyf neden talanın ve rantın şehri…
 

Mustafa SEVEN Tüm Yazıları

© 2024 - Batman Medya Gazetesi

Normal Siteye Dön

,