Batman Medya Gazetesi

   Git gide yalnızlaşıyoruz maalesef! İşte bulunduğumuz çağın etmeleri, yaşanan hızlı değişimler, olumsuzluklar ve en önemlisi de teknolojinin hayatımıza hükmetmesi gibi birçok etken yalnızlaşmamızın sebepleri arasında yer alıyor.
       Çok daha önceleri yalnızlaşmamızın sebepleri bu boyutta ve bu kadar genel geçer değildi. Ancak zaman ilerledikçe toplumlar kaynaşmaya, bireyler ise yalnızlaşmaya başladı.
         Bende birçok insan gibi bunda iletişim teknolojisinin çok fazla etkisi olduğunun düşünenlerdenim.
        Televizyonun hayatımıza girmesiyle başlayan bu süreç, telefonların git gide akıllılaşmaya başlaması ve internetin hayatımızın her alanına nüfuz etmesiyle yalnızlaşmamızı hızlandırarak devem ediyor.
        Tabi iletişim teknolojisinin hayatımıza kattığı olumlu şeylerin varlığını inkâr edemeyiz. Ancak benim değinmek istediğim konu,  genel adı "sosyal medya " olan, bizi asosyal yapmaya başlayan uygulamalar.
         Tamda burada kronikleşen durumla karşı karşıya kalıyoruz. 2004 yılında Facebook ile başlayan sosyal uygulamalar hız kesmeden yeni yeni uygulamalarla devam ediyor. Sanal âlemde çoğaldıkça gerçek hayatta azalıyoruz.
         Bazen bu gibi durumlardan sıkılıp eş dostla iki muhabbet etmek için sizlerin de benim gibi dışarıya çıkmışlığınız vardır. Ancak o kadar alışmışız ki sanal muhabbetlere farkında ya da farkında olmadan telefonlar elimizden düşmüyor maalesef.
           Bir fotoğraf çektirelim ile başlanan cümle, o fotoğrafın nerde nasıl hangi yorumla kimlerin beğeneceğine kadar uzadıkça uzar. Tabi bu kadarla kalınmaz kim nereye gitmiş ne yemiş kiminleymiş bitmez Allah bitmez! Artık vakit geçte olmuştur eve gitmek lazım ama malesef ne siz, ne de arkadaşlarınız adam akıllı iki lafın belini kıramamış, samimi iki muhabbet edememişsinizdir!
             Eee peki ayıp olmuyor mu? Sen kalk giyin kuşan eş dostla iki muhabbet edeceğim de, sonra kimse kimsenin yüzüne bakmasın, telefonlar elden düşmesin!
            İşin gerçeği bir süre sonra  “Dikkat cep telefonuyla içeri girmek yasaktır!” tabelaları görmeye başlar mıyız diye ümit etmekten kendimi alıkoyamıyorum. Bunun mümkün olmayacağını bilsem bile! Malumunuz mekân sahipleri bu durumdan şikâyetçi değiller sonuçta ücretsiz reklamları yapılıyor.
            Neyse çok uzatmadan, benim iletişim teknolojisiyle herhangi bir derdim yok. Dert ettiğim bizim kullanmamız gereken bu uygulamaların zamanla bizi kullanması. Gerçek hayat biz kafamızı ekrana gömerken yanımızdan hızlıca akıp gidiyor. Ünlü yazar Cervantes’in de dediği gibi “Hayat bozuk para gibidir; dilediğinizce harcayabilirsiniz; ama sadece bir kez…
Siz siz olun lütfen buna izin vermeyin! Bu hayatı yalnız bir kez yaşarsınız.